Bölük Pörçük (2)
Evler evler
Toprak damlı evler 
Kış yaklaşıyor, kar, yağmur 
Bu evlerin damları
Çorak ister 
Çorak dediğin iki köy ötede 
Güzyurdu'nda 
Traktörler getirmek için bu çorağı
Yarışa çıkar 
Birbiri ardında 
Biz de iki emmi oğlu 
At arabasıyla 
Kaplumbağa ile tavşanın yarışı misali 
Düşeriz yollara
Bir göçmen köyü var 
İki saatlik yürüyüş mesafesi 
Adı Yurtyeri 
Onlar gelince, ben doğduğum yıl 
Kaymakamı vurmuş köylüm 
Yerleşirler de toprağımızı bölerler diye 
Köyüm medeniyeti onlardan öğrendi 
Tarlalar yine bölündü
Kerpiç duvarımızı, sıvamızı onlar yaptı 
Pancar, ayçiçek ekmeyi onlardan öğrendik 
Bir de çatılı evi 
Çünkü onların hepsi işinin eri 
.............
Akşam olur 
Çoluk çocuk yer sofrasında 
Çalarlar kaşığı bulgur pilavına
Ya da ara sıra da olsa 
Patatese, patlıcana 
Daha sofra yeni kalkmıştır ki 
Duyulur dışarda 
Hakkı dayımın "Ben geliyorum" öksürüğü 
Tam da ne güzel sohbet olacak derken 
Uyuklamaya başlarlar Hacı dayı, Yaşar dayı, Ali Şükrü ağabey 
Her biri bir köşede 
...........
Bir bayram sabahı 
Köyün aklı yeteni camide 
Gezici olduğunu söyleyen vaiz 
Konuşuyor o kutsal kürsüde 
Ama söyledikleri
Çok tuhaf, saçma geliyor hepimize 
Dayanamıyor "Hatip" namıyla Hakkı Çavuş 
Bağırıyor vaiz bozuntusuna: 
"İn aşağı ordan dürzü!" 
Neye uğradığını şaşırıyor adam 
Allak bullak oluyor yüzü
..........
Kadınlarımız, kızlarımız 
Analarımız, bacılarımız
Hele de yazın 
Durmadan çalışanlarımız, çalışanlarımız
Az da olsa boş kaldığında
Eline hemen kirman alanlarımız 
Şimdi ara sıra da olsa 
Aklıma gelir 
Düğünlerde 
"Su sızıyor, sızıyor taşların arasına 
Oğlan ben kurban olam kaşların arasına"
Türküsüyle birlikte 
Def çalışınız 
.............
Açarız uyumamışsak
Akşam saat dokuzda radyoyu
Dinleriz sanki huşu içinde 
"Mikrofonda Tiyatro"yu
Bir de ramazan geceleri sahurda
"Ah,Karagöz'üm" sesleri
Köyde az bulunan radyodan 
Maç dinlemeye gelirlerdi bize 
Köyümün neredeyse tüm gençleri 
............
Göllerinde kurbağalar öten 
Bacalarında Dadağı kömürü tüten 
Şimdilerde çoğu insanını
Kentlere göçüren köyüm 
Anımsadıkça seni 
Hep anlatacağım

çocukluğumuzda kalan köyü hep arıyoruz sanal ve uygarlık! oraya da girdi erdem bildiklerimiz köyden dışarı sağlıcakla kalın