Boz Geyik Gülüşünde Yorgundum Şafakta Kaç Nabız

Tekmil seslenimlere karşı
öksürük çocukları gelirler,
uyuyordu babalarımız
zile ben basamadım o yüzden,

boz geyik gülüşünde
yorgundum şafakta kaç nabız,

andırıp güneşe küstüm,
gelin güvey yarılarında kalmışlığın,
ötesi olurdu
anlamaz olur muyum,

devam ederdi
karşıdan gelen az tanıdıklarla
yüzümüzü utanarak çevirdiğimiz anlara
bulmak olası uğursuzluğun peşinde,

avcı tüfeğinden boşalmış,
çıtırtılar sana derin
nefes alamazken sıcakta,
eklenirken
üstüne üstlük ağrılar,

açıklığa kavuşturmanın zorluğu var,

bir söze bakar,
bir çıplak yerlerime,
öncüler erkenden yolda
uyumadan
kilitleri sökerek ,

fırlatırlar bana,
doğru niyetini bilmediğim için kumdan kalelerin,
her yazım hatasında,
sökülmez günahlar kökünden,

kimse duymasın
yapışmasın yakama,

geçerek geliyorum önüne,

sarhoş çift kavgalarından,
çalılar arasında baştan sona,
o zamanlar ayrı
sadık kalınca birbirlerine,

görüşüm kişisel olmasın,
ihtiyaçlarda toplumların kabartısı
çok dik resimlerin aşağı yuvarlanışı,

bir de,
çok farklı kisvelere bürünmüş adlarım var,
cübbe içinde bir günlük yaşamak ahını,
açılsın paravanlar zirvene tırmanırken,

düşünmeden uzunca
kurtulayım sersemliğimden,
on dokuzunda bıyık bırakmışlar gibi,
salkımları topladığımda pürüzlü ellerimle,

mutsuzluk ifade eden bir bulutla çağırılmamın,
küçük odalarda gözden düşmüş takıntılarımla beraber,
genellikle soytarılık eder haysiyetsizce..

26 Haziran 2013 147 şiiri var.
Yorumlar