Bu İçi Geçmiş Aşkı Uyandıralım
dönüp dolaşıp
sana varmak_bitiş yerinden
ve aynı kaderin yollarında
defalarca pekişmek
yorgun baharın aynı izini sürüp
kader deyip yürümek
ayrılıkla vedalaşıp
içimdeki dinginleşen
fırtınanın,selin ardından
yeniden güneşi görmek
uğrunda harcanan yılları
ilk telaş,ilk heyecanları
yeniden sende denemek
fütursuzca
tuvaldeki boşluğu
şiirdeki eksikliği
yüreğimdeki ezikliği
yitik bir kandil gibi cılız
ruhumun
en incinmiş köşesine sindirip
iki namlu ucunda beklemek
bir yanım eksik,bir yanıp garip
kadere boğun eğmek
annemin
saçları kadar sonbaharım
ıslak yüzünde
unutuldu dualarım
ipe asılmış
rüzgarıyla hayatın
dalgalanmakta duygularım
kör delikli iğne
ruhuma işlerken o acıklı eşsiz danteli
yama üstüne yama
güya
bütünleşmek,hayatla
haydi!
ak içimin dehlizlerinden
gönlünün vadilerine uzanayım
işaret parmağım
bozsun tüm suskunlukları
yüzünden sıyırayım
endişeli maskeyi
zamanın hışırtısıyla
bu içi geçmiş aşkı uyandıralım
Yukarıdaki fiiller "pekişmek, yürümek, görmek, denemek, beklemek, eğmek" şiiri birazcık uzaklaştırmış. "Ben sevmek senin ülke" der gibi...
Ancak şu iki dizeden sonrası bir afat! Kanalına dökülüveren su gibi akmış. "annemin saçları kadar sonbaharım"
Bence, şiirin yüreği burada atıyor. :) Kutluyorum.
haydi! ak içimin dehlizlerinden gönlünün vadilerine uzanayım işaret parmağım bozsun tüm suskunlukları yüzünden sıyırayım endişeli maskeyi zamanın hışırtısıyla bu içi geçmiş aşkı uyandıralım
Kutladım Sevtap hanım güzel dizeleri...😙👍😙