Bu Kaçıncı Vakit
Arza uzanan avuçlarınla
Kırmızının içinden çek siyahı al
Her dem
Kan kokusu değil
Soluduğun
Umudun dilini kır
Küfre secde eden
Dua
Kem gözlerine iblisin
Haydi, yum kirpiklerini.
Mahşeri giyin
Kefen renginde
Ateş koyup avuçlarına
Bekleme
Sur ötmeyecek bir daha
Boyunca mezar kaz
Şehrin varoşlarına
Günahın tavafını bekle
Pişmanlığını koyup şerbet bardağına
Seni iç soluksuz bir Ağustos ikindisinde
Güneş yakarken tenleri
Kavrul günahı puştlaştırıp.
Ezgileştir ayetleri
Sarhoş edip Elif'i
Saklan Tanrının göz bebeklerinden
Yusuf'un kuyusuna
Düştüğünü bilmeden
Gayya'ya
Alev yutacaksın
Boğarken düşleri
Dilinde yığınlarca imansız küfür
İnkâr
Edebi giydirmiyor ne yazık ki
Yalan urbalarla
Sıkıştığın topraklarda
Çığlıklaşacaksın
Mezar böcekleriyle her şafakta
Unutma
Diz çöktürdüğün zamanları
Hayatı kul edip velveleyle
Tecritleştirdiğin tenleri
Unutma !
Tırnak aralarındaki izleri
Duymadın
Sağırlaşıp
Öksüz hıçkırıklarını
Viran akşamlar çektirdin
Tespihleştirip
Kehribar tadında.
Beş vakte
Beş zaman
Beş zamana
Beş vakit
Bu kaçıncı kör vaktidir
Bu kaçıncı yatsı karanlığı
Göğüslerine gömdüğün ezanı beklemeden
Saçlarını sakladığın
Kaçıncı kıyamet
Saçlarına saklandığın
Kaçıncı kıyam
Kaçıncı rüku
Çırılçıplak..