Bulursun Ettiğini

Akşamdır gözlerdeki buğulu izi silen
Sabah ile yeniden başlar perdeli bakışlar
Güneşli bir ağustostur her şeyi iyi bilen
Anlatır susmaksızın, dünmüş gibi anılar

Geceyle sarmaş dolaştır tüm olanlar
Yıldızlardan medet umar, ışık dilenirler
Parlıyor gibi duran bir istikbale kapılanlar
Kısa vakitte tarumar halleriyle hâllenirler

Makam, mevkiye düşkünlükler de artar
Birazcık prensibi olmayan yalaka tiplerde
Ne oldum delisi olunca geçmişini satar
Her emirde erirler de fikirlerini tepikler de

Bir kısmetli yola koyulup sürüklenirler
Gittikleri yeri bilmezler ama gidiş gönüllü
Yollarındakiler hem kel hem koyu renklidirler
Seversin böylelerini, davranışları da süslü

Ağustos bile anlatamaz bunca yaptıklarını
Kurtarılanlar vardı anıların içinde, iyi halden
Dün ile bugünün o hunhar, dağ gibi farkını
Zaten ben anlamazlıktan geldim hep ezelden

Biliyormuşum da yakıştıramıyormuşum hep
Hisler, duygular gerçeği görmeye engeldir
Hele benim gibi her işte ararsan sürekli edep
Anlamazsın, görmezsin de müstahaktır, yeridir

İlkeler, ahkâm kesip ona buna onca sövmelerin
Bomboş bir serzenişmiş, kula kulluk ruhunda imiş
Bir ben bilememişim sendeki yan dönmelerin
Hayatıma kast ettiğini, menfaat senin soyadın imiş

Neyse ki azametli bir girdabın son halkası kaldı
Atabildiğimce uzaklara gönderiyorum her şeyini
Bir iki sevda kırıntısı, içimde epeyce aşk kaldı
Güle güle ey ağustos azabı bulursun elbet ettiğini

03 Temmuz 2017 171 şiiri var.
Yorumlar