Büyük Babama Mektup

KARA PAZAR 16 MART 2025


Çocukluğumun büyük kısmını geçirdiğim baba ocağına İzmir'den acı haberle geri döndüm

Ailemizin çınarı en büyüğü dedemi kaybetmenin hüznü anlamdıramadığım acının gerçek özünü yaşıyordum.


Cumartesi akşam saat yirmiki suları vardım baba ocağına hüznün kokusunu aldım buram buram.

Sıralı sandalyeler dizilmiş yol boyunca birşeylere veda edilir gibi, oturdum bende hüznün meclisine

Gözümün önünden geçen anılar birlikte yaşadığımız zaman.

Hafta sonlarını anımsadım acımtırak bir yutkunmayla.

Merkeze giden dolmuşlarda cuma günleri geldi aklıma


Yaz tatillerinde büyük bir heyecanla koştuğum büyük babam yoktu artık

Hayatın en derin burukluğunu yaşamak istiyor ama henüz farkında değildim o an

Babam karşı sırada amcamlar karışık bir düzende oturuyor.


Yüzlerde anlamsız bir duygu her ne kadar saklamaya gizlemeye çalışılsada dokunsan sel olacak gibi göz yaşları.

Babam seslendi buruk bir sesle gittim

Amcamların evinin girişinde yerde uzunca bir dolap gördüm.


Babam görmek ister misin dedi sonkez kapak açıldı;


Yetişkinligimin temelleri çocukluğumun en güzel hali kocaman bir buzlukta yatıyordu

Yüzüne baktım sonkez, çok yorgun görünüyorsun büyük baba kalk hadi demek istedim. Boğazımda düğümlenen göz yaşları içime içime akıyordu.


Çünkü sen öğrettin büyük baba erkek adam ağlamaz derdin

Zoraki bir kaç yutkunmayla oturdum tekrar yerime


İlk defa adlandırmadığım duygunun yoğunluğunu hissediyordum

Duygu geçişlerinde kararsız buruk ve olayın sonunda artık sonsuza kaybetmenin acısına engel olmaya çalıştığım göz yaşlarına yenik düşüyordum.


Saatler geçiyor gecenin sessizliği sürekli öten bir kuş tarafından bozuluyor.


Sanki o sevdiğiniz koca çınarı almaya geldik der gibi haykırıyordu geceye uzun uzun ötmesiyle

gecenin ilerleyen saatlerinde Ramazan ayının onyedinci günü biranda hatırlattı kendini sahur vakti.Her ne kadar kabullenemesekte hayatın devam ettiğini Keskin bir tokat gibi anladım

Sahurlar yenildi buruk bekleyiş devam ediyordu.


Gün ağardı;


Sabah saatlerinde veda hazırlıkları başladı

Yola dizelen Sıralı sandalyeler dolmaya

Hüzün meclisinde koca çınarı yolcu etmek için

Kalabalık hazırdı.


babaannem bir asırlık dostuna hayat arkadaşına veda etmek için sonkez iniyordu merdivenlerden tutuna tutuna


-Maalesef o saat çok yaklaşmıştı


Koca Çınar amcamın pikap ına bindirildi hareket etmeye başladı

Sonkez Evinin önüne geldi koca Çınar bu sefer sonsuza veda etmeye


Babaannemin koluna girdim büyük babama götürdüm ve yine açıldı kapak sonkez;

Ağıtlar yakıyordu babaannem

Haci beni bırakıp nereye gideysun 

duyaymisun beni

Babaanneminin son dokunuşu oldu beyazlar içinde koca Çınara


Ne kadar tuhaftı değilmi yıllar önce beyazlar içinde gelin geldiği o eve hayat arkadaşına veda ediyordu babaannem


Pikap in üzerinde;


Kalabalığı selamlar gibi ayrıldı aramızdan uzun bir yolculuğa merasimle.


Öğle namazına müteakip;


Çayırlı köyü camii


Birlikte cuma namazlarına gittiğimiz yere geldik

Bu sefer büyük babam yanımda yoktu musalla taşında yeşil örtünün altında yatıyordu

Tabutunun başına sıralı dizildik


Sanki; resmi bir vedanın kabulü gibi gelenlerin ellerini sıkıyor taziyeleri kabul ediyorduk

Çocukluk arkadaşım kardeşim Amca oğlum Ali de yanımda;


Büyük babanın tabutunun başında anıları anımsıyor hüznün verdiği boşlukta gelenleri karşılıyorduk.


Birazdan içimde kopacak fırtınanın sessizliği gibi boş boş etrafa bakıyor ezan saatini bekliyordum


ÖĞLE NAMAZI EZANI OKUNDU;


Hayatımda belki de hiç unutmayacağım öğle

Namazını icraa ettik ve namaz bitti


Bu sefer;


Musalla taşının hemen önüne sıralandı hüzün meclisi

Köyün tanıdık tüm simaları büyük babamın arkadaşları yakınları büyük bir sunum yaparcasına toplandık


Hocanın son konuşmaları;


Hacı Ahmet Yıldırım'ı nasıl bilirdiniz

Haklarınızı helal ediyormusunuz

Tüm kalabalığın bir ağızla üç kere helal olsun haykırışı Çayırlı Köyü'nün semalarında yankılanıyor du.


Cenaze namazı da icraa edildi


Tabutun başına koşuşan eller yirmi metre sonra birer birer azalmaya başladı

Caminin arka tarafında aile mezarlığına doğru gidiyordu büyük babam

Aile mezarlığı hafif dikçe bir yamaçta olduğundan ilk etapta merdivenlerden çıkartılmak istenilsede, ters konumda bulunan çay bahçesinin arasından götürülmeye karar verildi.


İşte o son durak gelmişti;


Göz ucuyla bakıyordum büyük babamın yatacağı yere burda nasıl rahat edecek diye içimden homurdanıyordum.

İşte bütün mevzuda buya zaten koca dünyaya sığmayan insan oğlu iki metrelik bir yere sığabiliyordu.


Yavaşça dualar okunuyor


Babam ve amcamlar babalarının mezarını tüm dikkatle hazırlıyordu

O' Kapak tekrar açıldı


Tabutun içinden doksan yıllık Koca Çınar çıkarıldı

Sonkez yüzünü açıp teker teker bakıp kapatılıyor veda ediliyordu

Üzerine kızıl ağaçtan yapılan Koca koca kalın tahtalar konuldu.


Üzeri bir daha açılmayacak şekilde toprakla doldurulduğu an, artık göz yaşlarımı tutamıyor

Hızlı film şeridi gibi gözlerimin önünde yaşananlar geçiyor, küreği elime aldığım da tüm çocukluğumun üzerine toprak atıyordum

Büyük babamı, koca Çınarı sonsuzluğa uğurluyor dum.


KOCA ÇINARA VEDA;


ELVADA

Elvada hırçın yörenin dik çınarı

Gittiğin yerlerde bizleri unutma

Evlatların torunların, ele karışmış hısımların

Bu toprakların her karışında emeğin alın terin

Unutmayacak seni akrabaların

Hayata zorluğa her daim dik durdun savaştın

Çalışmanın emeğin ne kadar önemli olduğunu anlattın.

Umuyorum ki evlatların, torunların seni hep rahmetle anacak. Adaleti hakkı koruyacak.

Elvada büyük babam elvada Allah'ın rahmeti üzerinde olsun . Seni çok seven torunun

                                                   İBRAHİM YILDIRIM


03 Temmuz 2025 6 şiiri var.
Yorumlar