Çağrışımlar
*
çıkar sana gelirdim mektuplar içinde
harf harf akardım uzadı uzasıya
çılgınlıklar bilirdim bir de
deli dolu
pervasız ve hayasız
beklemekte güzeldi,sana gelmekte
bilirdim
yollar kırardı omuzlarımı
derin bir amentü ile tekrar çabalardım
otururdu üzerime bütün sabırsızlıklar
halden anlamazdım
sonra dirilirdi bir sahur vakti
bütün uzuvlar,düşünceler kendince
madde ve mana tutuşurdu
yanmaya, yakılmaya
yar olmaya çekinirdim
tanırdım nefsimi
avucumda terletirdim,susardı
bilirsin alın yazımla ortaklığmı
külli iradelerimle sendeydim
**
çağrışımlar
çağrışımlar
çağrışımlar
boğum boğum çoğalırlar
elimi bağrımda tutarım
azalırlar
hiçbir anın muhtevası kesin değil
hiçbir bakışın
beklemek;
gelmek sözcüğünün sonsuz tehiridir
zamanın zaafı içinde
an be an ümit yutmak, yutkunmak
bekli de sınamak ve sınanmak üzere
insanoğlunun en çaresizliğine sunulmuştur
beklemek
beklenmek
sevmek üzere