Çakıl Hesabı
Mevzusu çakılında saklıydı ıssız kıyıların
Sonsuz düşler getirir,
Serpince sarı tozu üstlerine, zaman korkak el çeker içerisinden.
Kırmızı gökyüzü vururken akşamüzeri,
İnsan da bir çakıl taşı olur esasinda.
Vurur her akşam dalga, kırar iç sallantıyı.
Rüzgar esince anlar, ıssızlığı.
Günlerdeki çarpıklık gelir yüzüne.
Sesli sessiz her canlı görmeli tizleri.
Ve durulmalı esinti başak başları üzerine,
Tuzlu su yutan bir çakıl gibidir genzi yalnizlarin,
Kırıklı bulutlar altında ağlayan bir yalnız,
Bu yalnız anlar eğilmeyi dalgaya.
Çelik duygulu dalga bilmez teklenmesini kalbin.
Kırmak göreceli bir kabus,
Serzeniş etmek taşa yaraşır.
Bir damla yağmur oluşturur parlak abideyi.
Abideyi kucağında büyüten kapaklı uykucu.
Ne dünden razıyım, ne de yarından şimdi.
Belki de mevzu, yağmur damlası olup, bizi büyüten abideye saygı üstlenmek.