Çalı Çırpı
Söz sırası cana kıyanlarda
Azrail kisvesiyle dolaşanlarda
Onlar konuşur dururlar
Sonra sıra Tanrı da
O konuşmaz nasıl olsa
Sonra sıra gelecek bana
Sözüm gözüm kadar kahverengi değil tenim kadar kara
Kaosun tam ortasında
Savaş hep savaş
Daha da savaş olsun diyenler
Bu sözüm size
S.... ölün gidin be!
Özgür bırakın beni
Bırakın dokunabileyim ölmüş bedenlerinize
Bunlar yine yine
Ve yine
Allah aşkına bunlar nerden çıktı deme
Düşman değillermiş
Masumlarmış
Ve
Ölmemek için varlarmış
Sus
Bunlar onlar değil be
Bu sersem rüzgar, Sen değilsin
Bu nede gök gürültüsü
Hiç bir şey anladığın gibi değil
Bu aç çocukluğumun karın gurultusu
Ve ışıksız mumlarımın yankesici kıvılcımı bu yıldırım
Yanmaz hep inandığım halde
Tam da o sefer yanmaz
Ve
Sevinmeli ki sevinmelisin
Yoksa ne gereği var sevinmemin
Yansa bile
Rakamları sokma aklıma
Olmuş olan olacakmış
Ki olacak
Belki bu gece
Beklide yarın sabah
Şimdi kapı çalsa gül bekler miydin?
Hayır sen beni beklerdin
Hoşlanmam ben bekletmekten bilmez misin
Ve beklemekten
Ve beklerken küfrediyorum işte
Anla artık
Gelemiyorum
Ah bir gelebilsem
Takvim yaprağı yazarım ben
Okunamamış
Yırtılmış
Yakılmış belki de
Ama arıtılmış
Akarmış yer altından denizlere
Kimse görmese de, kimse bilmese de
O köy benimmiş
Sen gel benim köyüme