Çanakkaleye Hitaben

ÇANAKKALE'YE HİTABEN

Cihan devleti dağıldı, yağmalanıyordu mübarek toprak!
Toplanmamıştı bu toprak ve uğruna kan gerek ancak.

Vatanım işgal altında susarsak yiğitlik adı kalmazdı,
Bırakmak kolay olsa o zaman, toprak ecdadı almazdı.

Yunanlısı bile gözünü dikmiş, niyetlenmiş İzmir'e,
Memleketim feryadda dönmüş mahşer yerine.

Hele Çanakkale orda oldu fani kıyameti, sahi mahşeri,
Çanakkale'ydi milletimin densizlere saplanan hançeri.

Esaret boyalı ilmeği çeneden aşağı geçirmişler,
Masa üstünde vatanımı haritadan silmişler.

Sizdiniz efendiler davetiye salan bütün dünyaya,
Siz değil miydiniz baldırı çıplak gezen dün yaya?

İtilaf olmuş bütün dünya imzalayıp ölüm fermanı,
Çanakkale'ye yıkmışlar tarih kadar dermanı.

Gördün mü dünya? Yaşadın mı evvelce böyle bir harbi?
Duydun mu dünya? Dinle bak hala çarpıyor Türk'ün kalbi!

Evlatlarını Çanakkale'ye hibe etti, kurban eyledi, yanan analar.
Analara bakıp da melekler bile kendinden utanır, kan ağlar.

Başladı çetin bir savaş her nesneyi kavurdu ölüm sıcağı,
Bu ne azgınlıktır? Nerden niye geldi bunlar, insan kaçağı?

Bir fırtına tellalıydı ölüm sessizliğindeki dalgalar
Bayrak semalarında dolanıyor şahin görünümlü kargalar.

Mavi suları süsledi devasa, aheste aheste gelen gemileri,
Suyun yok muydu ola bataklığa döndüğünden haberi?

Deryayı yardı, karayı yaktı, son model hantal gemileri,
Gemileri vardı zaten ortalıkta yoktu, korkak kendileri.

Toplar kan kustu günlerce meydanda bir kıyamettir zelzele,
Zebani gibi insan yaktı üç beş domuz birkaç hergele.

Cehennem etti ortalığı yağmur misali yağan, habersiz gülleler,
Cehennem ateşini cennet bahçesi etti imanlı, dikensiz güller.

O gün denizin ve göğün mavisi kalmadı, baharın yeşili sarardı,
O gün deryalar bile yandı, cehennemin ateşi utandı, karardı.

Nice cepheler dağıldı tabyalar siperler perme perişan,
O gün destan oldu toprağa düşen her bir damla kan.

Hayırdır Marmara hayırdır niye kaynıyor suyun?
Ne o yoksa şu gafillere eğiyor musun boyun?

Dalgalan Marmara coş, taş, yık, dağıt geçirme düşmanı!
Sensin kilitli boğazların köpürmüş hırçın gardiyanı.

Eyvah eyvah kahpe düşman geçiyor sinsice boğazı,
Bağıramıyor haykıramıyor tabyalar, düğümlenmişti boğazı.

İnsan kılıklı adamlar güverteden zafer narası atıyor,
Esaret yüklü gemiler bir iştahla Marmara'ya akıyor.

İrkil onbaşım, doğrul Seyidim kalk ayağa,
Dümen kırmışlar boğaza, giriyorlar vatana.

Haydi neferim ?'Bismillah''arslanım sırtlan şu bombayı,
Su serp yüzüne uyandır serap gören şu dünyayı.

Bakma öyle küçümser kendine, sen ki iman sahibi
Ve onurlu bir savaşın şanlı bir kader kâtibi.

Seyid'im omuzlamış ki koca topu şahsının bilmem kaç katı,
Görünce yardımına koştu hakkın cümlesi, yedi katı.

Fırladı yuvasından Seyid Ömer'in iman hırsızı güllesi,
Deryayı inleten, dünyayı titreten bu ses ramaktaki zaferin sesi.

Bu nasıl imandı? Ömer'im nasıl gönderdin vatan sevdanı?
Önünde denizin dibine giriyor kızıl düşman Olcean'ı.

Karanlık gecede kıyılara mayın döken Nusret;
Çiçeklerin açıyor dağlar batıyor deryada, gururlan seyret,

Kolay mı? Bırakır mı Türk vatanını? Satar mı namusu?
Olmaz mı sandınız? Bak oluyor sizin hezimet kâbusu.

Şimdi Mehmed'im şahlandı süngüler çekildi,
Hasta adam silkindi işte Türk Milleti dirildi!

Mehmed'im açtı, Mehmed'im susuz, kimine göre de sefil,
Mehmed'im imanlı, Mehmed'm zengin, Allahım kefil.

Mehmed'im arslanlar gibi toplarla, tüfeklerle yarıştı,
Nice vücut harab oldu tekbir ile toprağa karıştı.

Askerim mermisiz kaldı çıplak ayak düşman üstüne yürüdü,
Şehid düştü, kalktı! Ruhu ile bedenini siperlere sürüdü.

Yoktu ümmetin toplardan, tüfeklerden korkusu,
Ebrehe'nin de yok muydu fillerden bir ordusu.

Yeni Zellandalılar eskitildi Conkbayır'ından aşağı,
Azgın İngilizler çekildi Kanlısırt tepesinden yukarı.

O gece bir şeyler anlatıyordu sanki faklı parlıyordu hilal,
Bütün dillerde tekbir vardı, akıllarda ?'YA ÖLÜM YA İSTİKLAL''.

Sarıkamış'tan esen rüzgârla Yemen kadar ısındı bu gece,
Mahkûmluk denize döküldü ilk şafakta hece hece.

Oldun mu Marmara oldun mu şimdi şehadet pınarı,
Bak Gelibolu'dan yükseliyor hürriyet çınarı.

İman, inanç, sevda imkânsızlığı, imkânı yendi,
?'Bu toprak bizimdir, Anadolu Türklerin yurdudur'' dendi!

Gördüler imkânsızı! Gördüler olağan dışı cesareti,
Onlar izlerken Mehmed'im toprağa gömüyordu esareti.

Şimdi öteden beriden gelenlerin hariçsiz hepsi pişman,
Dünyanın öbür ucundan duyuldu bu feryad figan.

Öğrendiniz mi beyler? Tarih masada değil meydanlarda yazılır
O uyduruk anlaşmalarınız yürek sıcaklığında namlu ucunda yakılır

Tarih her zaman ki gibi tekerrür etti yanılmadı,
Geride kalan onurlu, zafer yine Türk Milleti'ne kaldı.

Çanakkale toprağın ebediyen doymuştur artık kana,
Unutma! kan ise her zerresi eşittir binlerce ithaf olunmuş cana.

Gördün mü dünya? Yaşadın mı evvelce böyle bir harbi?
Duydun mu dünya? Dinle bak hala çarpıyor Türk'ün kalbi....




Levent EKİNCİ

16 Mart 2010 40 şiiri var.
Yorumlar (1)
  • 14 yıl önce

    evet çanakkaleyi gidip görmek anlamak gerek kutları güzel dizelerin için