Çaresiz Beklenen
yasaklı şairler 
yağmuru beklerken 
düştüm istanbul`dan 
çeşitli mevsimlerde bulundum ben 
kırık pencereli evlerde... 
hiçbir şey yokluğun kadar acıtmadı canımı 
sen gittin diye çok ağladım ben 
yaşlılık bedenimdi , kanım çekilmiş... 
hücrelerimde tek bir ümit gibiydin 
çok güzeldin...
manzaralı tenin üzerime çökerdi 
insan suratları beşikten varırdı sabaha 
şimdi sabahlar düşüyor üzerime, üşüyorum 
ve ufukta küçülüyor suretin, büyüyorum 
şair portreleri çıplak resimler sunuyor 
her seferinde parçalanıyor edebiyat dudaklarımda 
ağır geliyor oyalı ayrılıklar 
günler geçtikçe takvimlerden kopuyorum 
inatla, ocak ayından gülümsüyorsun 
kırık hayaller içinde 
bozgun savaşlara mağlup düşüyor 
her seferinde yeniliyorum gidişine 
aynada titriyor bakışlarım , yüzünü anımsıyorum 
ellerini tutuyorum rüyalarımda 
uykularım bölünüyor, uyanıyorum 
kanım çekiliyor 
ve yavaş yavaş susuyor resimler 
konuşamıyorum... 
yüzüne ay düşüyor 
meçhul sokaklara şehir oluyorum 
gidiyorsun, her seferinde yeniliyorum 
II 
şarkıların tok sesi 
o çocukluk telaşımız yok artık 
ince makamlı bir iki dize 
biraz deniz kıyısı 
sabaha karşı demsiz bir uyku 
geçen günler bir şey bırakmıyor geride 
dudaklarımızda acıların küçük bir kıvrımı 
mutluluk sigaramızın ucuna sinmiş ufacık bir ateş 
mağlup düşen bir savaşın 
onuru var şimdi üzerimizde 
III 
sen haklıydın 
geç kalmıştık birbirimize 
ellerim ellerine yabancı duruyordu 
gözlerin gözlerime 
ne sen anlattın gerçeği 
ne de ben söyleyebildim sevdiğimi 
susarak anlıyorduk birbirimizi 
susarak, hiç konuşmayarak...
zaman hızla akıp geçiyordu aramızdan 
ve yarının türküleri yankılanıyordu sokaklardan, ümitsiz... 
denize düşen yılana sarılır misali 
boşluğa tutunuyorduk, çaresiz...

