Çarpıntı
bundan tam 3 asır önceydi.
bağırmak nedir bilmezdim,ağlamak nedir bilmezdim.
duygusuzdum,hissizdim.
sonra bir gün annem bana kaşlarını çatarken öldü.
öyle bir ağladım ki,tanrı kendinden utanıp o gün yağmur yağdırmayı denedi.
şakaklarımı ıslattım ılık yağmurun altında,
her bir damla tanrının pişmanlığıydı.
oturup azraille bir kaç el tavla attım.
al dedim bu el senin olsun
ulan istersen şu el de senin olsun dedim,sağ elimi havaya kaldırarak.
istersen saniyeler sonra tekrar almam gereken nefeslerin birinde sık boğazımı.
ama ne olur annemin gırtlağından çek irin dolu parmaklarını?
oyun bitmeden kalktı.
bitirmesi gereken başka bir el vardı.
annemin bileğini hoyratça tutup götürdü.
kaşlarımı çattım,tıpkı annem gibi.
tıpkı annemin gözlerimin önünde öldüğü gibi,
kendi önümde öldüm.
içimdeki her bir çocuk çığlıklarla süsledi,sessiz ölümümü.
ölsem dahi tanrıya teslim olmak istemezdim.
bu yüzden kaçtım.
ondan almam gereken bir intikam vardı daha.
göğe doğru koştum.
sonra bir an tanrının ayaklarına çarpıp düştüm.
beni kaldırmadı.
beni kimse kaldırmadı
ben de kalkamadım.
bir süre sürünerek kaçmaya çalıştım,olmadı.
gücüm yetmedi.
sonra bir gün seni gördüm
zaten sonra hep seni gördüm
çünkü artık rüyalarıma başroldün.
al dedin bu umudu,çocuklar hayli susamıştır.
yüzüne baktım,yüzüne iyice baktım.
tanrıdan sen de daha önce nasibini almıştın.
ama bu onun mucizesiydi,ben ise pişmanlığı...
yüzünde çamuru vardı kainatın,çisil çisil akmıştı ademın ölü bedeni. havvanın bütün duaları yüzündeydi.
saçlarını gördüm sonra.
onlara tapmam gerektiğinden bahsettiler.
yorulmanıza gerek yok dedim.
ben zaten sizden daha çok tapılmaya müsait bir şey bulamazdım.
sürünürken sahip olduğum bütün yaralar terk etti bedenimi.
her şey flu bir rüya gibiydi.
sonra bir gün sen de kaşlarını çattın.
ama bu sefer azrail değildi seni götüren,tanrı hiç değildi.
bundan tam 3 asır önceydi.
bağırmak nedir bilmezdim,ağlamak nedir bilmezdim.
duygusuzdum,hissizdim.
sonra bir gün annem bana kaşlarını çatarken öldü.
annem bir daha hiç gelmedi
sen de gelmedin
hiç kimse gelmedi
ben de gelmedim kendime.
tanrı yaptığıyla kaldı.
hatta sonra sonra beni kendimden aldı.
kendimi ne zaman arasam,daha fazla kayboluyorum.
beni neden terk ettin.
şimdi inan kendimi her defasında yüksek şarkılardan aşağıya bırakıyorum.
tanrılar neden gitmek ister diyorum,
bu çok saçma!
göğüs kafesim bir mabed olabilirdi senin için,
beni neden terk ettin?