Celladına Aşık Bir Mahkumum Ben

Bir gece ansızın çık karşıma,
O masmavi gözlerini dik gözlerime,
Saçların, bırak saçlarını boynuma dolansın,
Ben ölmeye razıyım, öylesine sıksın ki saçların beni,
Senden bir adım ötede duracak halim kalmasın,
Karanlığa bıraktığım bu gözlerim,
Senin gözlerinin masmavi aydınlığına uyansın.

Sana öylesine bakıyorum ki gözlerim kapalı,
Sımsıkı sarılıyorum sana ama kollarım yerde,
Ateşlerde yanıp, külümü savuruyorum rüzgara,
İşte bu sebepledir ki sana bakamam,sarılamam,
Yandığım ateşe atamam sevdiğimi,
Öylesine sevdim ki seni,
Sen karsın ben ateş,
Seni yakmamak için kendimi söndürüyorum.

Bir adım ardındayım, hemen gölgenin bitimi,
Dedim ya gelemem! Ateşim ben,
Senin ayak bastığın tüm yollardan geçeceğim,
Mecburum, celladına aşık bir mahkumum ben,
Ölürsem bir gün atarım kendimi gözlerinin masmavi sularına,
İşte o zaman ben sen olurum, sende ben,
Karanlığın her damlası aydınlığa dönüşür gözlerinde.

Belki güneş doğmayacak artık yüreğime,
Sarı saçların deymeyecek belki artık suretime,
Ama gülerken yüzünde açan her gamzede adım olacak,
O masmavi gözlerinin içindeki ışık benim,
İçine çektiğin her toprak kokusunda payım var benim,
Hani şu duvarda asılı duran suret var ya, oda benim,
Biz çoktan yandık!
Buz eridi, ateş söndü,
Ve ben kendimi bıraktım gözlerinin masmavi serin sularına,
Farkında bile değilsin ama,
Artık ben sen oldum, sen ben...

10 Aralık 2015 23 şiiri var.
Yorumlar