Chrysalism

" Ve ağırdan kapanıyor gözlerim

Elimde sıcak bir fincan

Sis bulutları çökmüş sokaklara

Oysa ne mutlu bir tesadüftü

Seninle göz göze gelmek..."

Varsayalım ki karanlıklar bastırmış geceyi

Sokak lambaları bir yanıp bir sönmek de

Bir de yağmur olsun...

Şu damla damla kokusunu hissettirenden

Ve mahur bir bestenin çaldığı odamda

Bakışalım senle uzun uzun

Yağmuru durdurmadan...

Duvarları yormadan...

Bakışalım sebepsizce

Varsayalım ki birer fincan kahve içiyoruz

Avuçlarımızda türlü türlü anılar

Ansızın atılıyoruz koyu bir sessizliğe

Sanki... Sanki derin bir boşluktayız

Ve kapalıydı gözlerimiz

Onca soğukluğa rağmen üşümüyorduk

Meğerse ateş böcekleri sarmış bizi

Sanki loş bir aydınlığın bastırdığı

O bitmeyecek rüyalardan birindeyiz

Bak sevgilim, yıldızlar çoğalmaya başladı

En parlağında seni görmekteyim

Ve pencereme vura vura

Fısıldıyor seni sessizce

O deli güz yağmuru...

Varsayalım ki sen yoktun, hiç olmadın

Bakıştığım onca göz senin değildi

Olsun,

Ne de olsa ben hep beklerim seni

Merdiven, salon, kapı da bekler...

Ve yağmur dinmek üzere sevgilim...

Kaldırımlar uyanmadan...

Lambalar sönmeden...

Kokunu al da gel

" Ve şimdi açılıyor gözlerim

Fincandaki kahve soğumuş

Gün ağarmak üzere

Oysa ne mutlu bir tesadüftü

Seninle göz göze gelmek..."

Not: Chrysalism, fırtınalı havada kapalı bir mekanda olmanın verdiği huzur anlamına gelir. Bazen de  kapalı bir ortamda, fırtınada yağmur damlalarının sesini, suların akışını rahatlıkla duyup, görmenin verdiği huzur anlamına.