Çocuk Oyunu
lalettayin bir şubat
günlerden de pazardı...
iklimin soğuğuna inat
gökten şiir yağıyordu 
üstüm başım şiir
içim dışım yalnızlık...
sırılsıklamdım üstelik
önce gözlerin geldi
sonra sesin
sokulup yamacıma
yıllarca biriktirdiğini
bırakıverdin avcuma 
sustum / dinlerken 
mütemadiyen konuşan seni...
sanki yıllardır kayıptım da
bir solukta anlatıverecektin 
hazır bulmuşken beni...
öyle telaşlı/öyle derin
____________öyle bendin
seni kendimden bildim...
(uyandırıp / tank gölgelerinden kaçırıp
sakladığım 
erken büyütülmüş çocuğu
seninkine yaren ettim...
mızıklansan da arada
oynadın sabırla / oyunları hala
darağaçlarında sallanan çocukla)
...
önce horoz günaydın dedi
ardından güneş gerindi
baktık ki / biz iki serseri
yudum yudum içmişiz geceyi 
gece ve şiir aşkıyla 
sarhoştu sabah da
o kafayla/ikimizi de çekti koynuna
sabah / sen ve ben
serildik umudun yatağına
şiir gibiydi ellerin
yüreğime sıcacık dokunuverdin 
...
uyandık
güneş ağır ağır çekilirken uykuya
endişeyle baktık
yıktığımız duvarların enkazına...
telaşlandık 
biz olmak ağırdı ya
hemen toparlandık
acemi inşaat işçileri gibi
eğri büğrü de olsa onardık...
yarım yamalak
sen ve bendik artık
...kaçtık
yine bir pazardı geldin
nasıl lazım öyle
________tastamam sendin
dokundun yine
bir yanı sende kalmış benliğime
dağıldı/meydanı çocuğa bırakıp
__________________sana katıldı
-öyle sandı-
sıkı sıkıya kapalı bir kapı
cillop gibi bir duvar
ve arada 
pencereden gülümseyen sen 
___________________yabancı...
bahar demişti dilin
yaz demişti gözlerin
___________________yalancı
...
şimdi ben
oyun bitmiş dedikçe 
içerimi tırmalayan hırçın bir çocuk
ve yumruklamaktan bitap 
kanayan ellerimle
üşümekteyim 
eşiğinde




