Çukur
gülünce  tanrı çukurlarında
hep  bir meleğin kanadı kırılır
o an gamze goncalaşır
kul denir her değdiğine
hatırlar mısın
doğumunda delerek dünyanın 
göbeğine açtığın çukurun derinliğini
doldur dediler 
amelin neyse doldur
iyisiyle kötüsüyle 
yeter ki kalmasın çukur
veya 
elma ısır onun yerine
sürgün ondan sonra başlar
sür sürebildiğin  yere
dilsiz kuşlar bile bak geldi dile
yalnız bende değil bu büyü hali
yaprak da tutuklu  kaldı dalına
acayip bulutun   gözleri  bile
ağladı ağlayacak
çukurlaştı iyiden iyiye
sağ çıkamayacaksın belli
mecburi rüzgarım ve yağmurum
kader  denir derdine
çarpa çarpa kırıp dağıtırken karamsarlığı
olağan üstü hal say
sonuna geldiğimizde
atar damarlarında yumru yürekler gibi atan
o küçük çukurun atışlarını helal say
tanrım  o da bana  aşıkmış meğer
oda köşeleri şahit
ağzının çukurundaki  o iri yağlı yılanın
dışarıya fırlattığı  kelimelerin manalarına
tısladı: tükürükle birlikte huzme huzme
yüzümü yıkadı
zavallı çukurunda kalan kalbim
kıpırdayamadı
kendine mutlu bir son aradı
ayağımın teki de olsa da çukurda
gönül  ferman dinlemiyor 
kimsenin çoğrafyasını bilmediği,
kimsenin yüz sürmediği
çenesinde derin çukurlu  yılansız topraklar arıyor,arıyor



RİCA EDERİM. ŞİİRİ OKUYANINDIR ,ŞİİR YAZANIN DEĞİL
ayağımın teki de olsa da çukurda gönül ferman dinlemiyor kimsenin çoğrafyasını bilmediği, kimsenin yüz sürmediği çenesinde derin çukurlu yılansız topraklar arıyor,arıyor
tebrikler aylin hanım çok güzeldi
kaleminize sağlık