Dans

çakan şimşek yok ılık bir yel
geceden geçen kimse yok çırılçıplak ay
üşümesine aldıran yok
palto giydiren yok
sırtımı dayamışım duvara
düşünceyi sıfırlamışım ve eyvallahsızım
öyle bir duygu
uyku gibi denk düşüyor gözlerime
ara ve sıra
terk edilmiş Kekova Adasına dönüşüyorum
Akdeniz'in tam kılsız göbeğinde
hasretle bakıyorum kalemlerime

hoş bir duygu bir bulut parçası gibi dağılmadan durmak
kendi kalbimde sabahlamak yerine mezarlanmak
tırnaklarımı keserken ve bilenmezken aşka
o vakit ne diye var gaye
ne diye var uğruna yaşamak

oturuyoruz masa da tüm ailecek uğultular içindeyiz
domatesli mi olmalı sade mi
hüzünle daldığım uzun İtalyan makarna
kız kardeşim gülümsüyor eşim ve oğlum şakalaşıyor
her şey yolundaysa
ben de yolundayım da
bu içimdeki boş vermişlik niye

düşünmüyorum artık
neden bu kadar sevilirim
neden bu kadar biriktirilirim
nerede gizliliğim
ah evet nerede kimliğim
kız kardeşim eşim oğlum ve dostlarım gülümsüyor
bense aşk konuşmak istemiyorum
konumum
durumum
bulunduğum yer de
domatesli mi yoksa sade mi olmalı makarna
ay üşüyor
palto giydiren yok
ben mezarlarda mezarlanarak
şimdi bir fahişe olmalı
bu uğultu kesilmeli gırtlağından
ılıman bir rüzgâr olmalı ya da
ya da duvarı saran sarmaşık
soymalı beni
biriktirilmekten bıkmışım artık
12 Ocak 2014 135 şiiri var.
Beğenenler (4)
Yorumlar