Davetli

Sinek kaydı düşlerim tertemiz rüyalarıma bölündü
Ortadan ikiye bölündü sanki firari sevdalarımla birlikte
Fırıncının önünden geçtim
Ekmek parasıymış ihanetler
Ödedim, çıktım
Bir somun ekmeğin ihanetine kurban gitti sevinçlerim

Sonra sen geldin, sağdan, soldan, aşağıdan, yukarıdan
Çaresizliğimden arttın, ekmeğimi böldüm, ihanetimi çarptım
Sonra burnumu pencereye çarptım
Ellerimde eldivensiz "Tut beni" isteği
Tut ellerimden kınalı sevdalı yârim

Allah'ın emri, peygamberin kavliyle ben seni isteyeyim
Sözümden çalayım, bütün kuşlar şakısınlar
Biri desin ki:
"Yaşamak, aşka kucak açmaktır, bak, açtın işte!"
Diğeri sussun sadece...

Sinek kaydı sevmelerin kirli sakal aşklarına yenildiler
Temiz sevemezdin sen hiç!
Ben sanmışım meğer...
'Meğer'lerimi, 'Eğer'lerine tercih etseydin,
Aşk yuvasından bülbül çalacaktım.
Hırsız sevişlerim geldi aklıma
Bu aşkta adam olmak yok, anladım.

Gönül hırsızıydım ben
Sonra fukara gülümseyişine yenildim
Sadece gülüyordun
Umutsuzca, bir kuşun kanadının kırılmışlığıyla
Öylece seyrediyordum.

Öldüğün zamanları geri ver
Şimdiki zamanın bütün kazaları senin olsun
İçimde zaten ölüp dirilen bu aşk
Olmazlara meyletti
Olduramadık sevgilim
Olamadık...

Şimdi boş bir iskemleye oturuyor yalnızlık
Yalnızlık da yemeğe kaldıysa
Artık bize 'Çok yazık!'
Ekmeğimizi bölüşelim onunla da
Bir somunun hakkı geçsin yalnızlığa
Su da içer mi bilmem...

Bitmişliği sindirmek için su iyi gider
Senin ardından sulara dost eyledim kendimi
Ardından su döktüm
Bedenime su döktüm
Kana kana su içtim
Yüreğime 'Hoşça kal' birikintisiyle su içirdim
Yürek de içer mi deme!
Yüreksizin biri içerse,
Yürek de içer...

Haydi el sallayalım yaşamak denen umutsuzluk ateşine
Somunumuz, sonumuz, yalnızlık ve biz...
Bunca kalabalığı hiçbir yalnızlıkta bulamazdık sevgilim.