Değişik İklimler

Yeniden mi kuruyorsun zamanın saatini
ellerim eski ormanların kurumuş dallarına benziyorken
sabırsızlığıma aldırma düştüğümce kalkıyorum
modası geçmiş adamları Modalı kadınlar dost yaparlar
bütün yaşadıklarıma inat beni doğru yap
ey seherin her sebebin gülün ve gülü verenlerin sahibi
şu dağlar nasıl eğilmem getirin diye haykırıyorsa güzü
bu mevsim durdurulamaz bir depremin habercisini çağırdı
gözlerim uzağı seçemiyor artık sevgili yalnızlık
alnımın orta yerine ciğerlerimden kopan bir öksürükle
salı sabahı sabır sabahı canım ağrı indiriverdin gürzünü
acilde kırk hemşire yalvardı da kestirmedim sakallarımı
hani ardına kadar açıkken kapılar durursun ya
sesini duyarsın en sevdiğinin ‘’ gir içeri mahzunum ’’
anladın mı büyüklüğüne inat tek adımlıktır dünya
ayrılık ömrünün güzüdür şiirinin iki gözü üstüne titre
en güzel tezgahlarda ömürlük kilimler dokunuyor kıymetlim
ben ise dokundurmuyorum saçlarımın bir tek teline
iklim değişecek çünkü halden hale geçiş var
kilim dokuyan kızlar işten kaçmaz ama tarla yolunda yorulur
şiir okuyan kadınlar içinse yaşamak yas tutmaktır
avuçlarımda su biriktireceğim güvercinlerime ramazanda
şevval gelmeden gitmenin telaşında yokluğa bayram
ısrarla çokluğa direnemeyen suskun bir ramazanım
ölüm kırık kanatlı kırk kelebek gülüşü yani hazan
nasıl bilmiyorum ama her uyanışımda baharı düşünüyorum
bütünü ile yapraklarını dökecek olsa da koca çınar
bakmasını bilen bütün gözler için şimdi sonrasını gören bir körüm
ömrüm aşkın ispatına yetmeyecek inkarcılarla dolu Tanrım
ellerimden tut gönlüme küs çocuk mezar çok soğuk