Dejavu

geçtim dersin
bitti herşey
yüce dağlara bakar kendinle kıyaslarsın
sorarsın geceyi gündüze
yapışırsın geçmişin yakasına sökül dersin
sökül benden çaldıklarını
efe vari bir edayla yürüsün sokakta
gelen geçenin gözü sana takılır
kim bu yiğit diye
öyle sanırsın düşünürsün


sonbaharın sararan yaprakları dallarda yerini aldı
herşey yeni bir başlangıca merhaba dedi
sahildeki o acılarla dolu bankı pembeye boyamışlar
çöpçüler süpürülmez denilen o koca yığını yok etmişler
kaç bahar sürdü bu kırık dökük eski konağı toparlamak
asmasında üzüm görmeyeli ne kadar oldu


kalbim yüreğim
canımın en acinası halleri kilometrelerce uzakta artık
geldim, yaşadım, yenildim, ayağa kalktım yine geldim
bundan sonrasımı tövbe bir daha diz çökmek mi
yenilmek mi ağlamak mı aşk için yalvarmak mı
güldürme beni kalbim
kahkaham bozguna uğratır kaderi



burnumda kahvenin iyot kokusuyla karışımı
elimde bir kağıt yeni bir hayatın başlangıcı
yıllar sonra sarı masaların ardında yeniden gençliğe uzanış
yeni yüzler yeni kelimeler yeni anların ilk kapı aralığı
içerideki tazeliği koklamak ne kadar güzel
kapıdan giriş sıcak ama temkinli tokalaşmalar
ne kadar zaman olmuş siyah bir perde ardında hayatı izleyeli
renkleri unutmuşum gülen yüzleri



kantinde bir simit simitte bir sürü susam
eskiden olsa ağlardım dedim kendime uzandığımda simide
yanında demli ince belli bir bardak tavşan kanı
ilk yudum sonrası düğüm



simidimin yarınsında bir el bardağımın kenarında yabancı bir dudak
başımı kaldırdığımda tanıdık bir bakış
yıllar öncesinden gelen yeni bir yüzle karşımda gülümseyen
bir damla ter şakağımdan firar edip düştü yüreğime
külleri bile olmayan bir ateşi canlandırdı yeniden
sormaya korktum adını
sarıldım simidime can havli ile o benim diye
şaşkın bir bakış tanıdık bir edayla özür diledi



ve hikaye yeniden yazılmaya başladı



kimin kaderini oynuyordun ey yabancı
senden öncekinin mi yoksa kendinin mi
yo yo yoksa sakın ha
söyleme
kendi kısır döngümde bir nefes arasımıydı tüm yaşadıklarım
bedenimden fışkıran bu heves
ölüm öncesi bir anlık bahş edilen kısa bir huzurmuydu
kimsin sen




dimdik dediğim başım öne düştü
ulu dağlarla kıyasladığım gövdem un ufak oldu
nerden çıktın şimdi karşıma
tamda başlamıştım yeniden yaşamaya
ne olacak şimdi
sende yeni hevesler bende bunca yaşanmışlık
hangi bardağı dolduracağız
hangi barmen karıştırıp ikimizi sunacak aşkın iki dudak arasına
yok yok be güzelim
sende bu eskiden gelme suret
bende geçmişe kızgın bu yürek
olmaz bir tanem
olmaz küçüğüm olmaz



sen baharda güle durmuş tomurcukken
ben geçtim sonbaharı güz sonrası zamanlardayım artık
soğuk vurur benim yüreğimden senin dallarına
gecelerinin yıldızını karartır her akşam erken kapanan gözlerim
en iyisi sen o bilindik eskiden kalma şarkıda dendiği gibi
"sen kendine kendin gibi bir taze bahar seç"