Demek Böyle Ölünürmüş!
Kavgalar, 
Sürgün edilir (aciz) fikrinden... 
Hiç bilmediğin hayaller, 
                             Tutuklanır gönlünde. 
Avlularda beklersin geri dönmeleri, 
Geri dönmeler... 
                      Çoktan kalmışken mahşere... 
Pembe dudakların gençliğe inat, 
Titrek... Acı... 
                  /türküler söyler o vakit./ 
Alnın bir kelebeğin ömrüdür ya belki sonu, 
Gözlerin sır(at) a denk bir geçit... 
Salkım taneleri gibidir g/öz torbacıkların. 
Ellerine (kirli) yarasalar yuva yapmıştır. 
Bedenin, 
           Zor bir denklem değilmiş aslında, 
Dizlerin, ufacık bir ağrıda çözülür kalır. 
Kaybolursun susuşlar içinde 
                                     /kaybolunca zikrin./ 
Bir zamanki sözlerin yüzünden (ilmek ilmek) asılırsın. 
Söyleyeceklerinin hevesi varken içinde, 
Belki... 
         /Çoktan/ 
Unutulmuştur bile yasın. 
Dert başta uçuşur... 
                           /bir karga sürüsü gibi.../ 
Derman çölde... 
                      /bir avuç kumda saklanır./ 
Düşme peşine, düşme... 
Bir damla seraptır göreceklerin. 
Her ?'Mecnun'um'' deyişine de bir Leyla yas/aklanır. 
Yol acıtır canını... 
Korkutur puslu iklimler. 
                                 /Bir mucizeye bile/ 
Kalmamıştır artık geri dönüş. 
Bir mayıs akşamı, 
Bedenine zemheri iner, 
Dersin ki: 
             ?'demek böyle ölünür/müş...''
