Demir Yumruk
Önce gerildi içimde
Çok derinde bir yay
Küpürmekte tüm fırtınalar dalga dalga
limanlar bulmak için değil bu bakış
Haykırmak tüm suskunluğumu beni gözlerinde eriten
Kalabalıklara yavaş yavaş
Kalk ve uyar
Üstünü temizle
tüm yılgınlıklarında bekleme
Haydi durma kalk
Bizim bu korkularımız
Suya sabuna dokunmayan seslenişlerimiz neden
Nedensiz yapmaların kıyısındayız
Bu olağan tabiata aykırı
Bu omuzlardaki yük çoktan atılmalı
Alnı açık dimdik ayağa kalkmalı
Ama hayır suskun bir hali var dilimizin
En ufak sesleri derin dehlizlerde
Fısıltı halinde söylemek niye
Bu korku bu yüzün koyun hayat
Bizi yere eğdiren el
Demir yumruk hani nerde
İşte etrafta lale devri içinde
Bizim sesizliğimizde çoşanlar
Biz sustukça habire daha bir çığlık içinde mest olan
Küçük bencil duyguların hamileri
Korkularımızın bekçileri büyük insan
Sandığımız cüce ruhların cicili kalıpları
Aynalar içinde ayna, korku içinde korku
Büyüdükçe ezildik ve demir yumruk değildi bizi ezen
Korku denen büyük cin içimizden
Dilimizdeki saf kalabalığı
Anlatılmayası gereksiz sözlere izin vardı
Bunu bildik söyledik hep
Halbuki yüreğimiz yangın yeri
Beynimizi kemiren çelişkiler içinde
Hep yeniden ezmekteydi ruhumuzu
Demir bir yumruk gibi
Kara bir korku devi
(Agustos 2009 )