Deve
bacaklarımın arası
başım baş aşağı
manzaralar dans eder
manzaraların manzarası ben iken
başım ağrıyor,dönmesi gerekirken
yataklar umdum ardımda,kendimi boşluğa bırakırken
beton soğukluğunda belirsizlik yatakları
çalkantılı bir hayat,kalçalarımdan süzülürken
nasıl da kıvırtırdım kelimeleri
gamzelerim ne kadar da derindi gülümserken
sığ kaldım! sığ kaldım çöl misali
yanaklarımda denizin tortuları
kazıdıkça ortaya çıkan fosiller var
üzerimde gezindin selefi kadını
bir tek gözlerin gözükürdü aklıma
iki parça kıyamet,iki deliksiz kuyu
yudumlardım seni kum tepelerinden
kursağımda ne vahalar görünürdü gözlerine...
aldırma...ağzımı kapatırım istersen
parmaklarım deve tabanı misal
avuçlarım susuzluğuna hörgüç
eğil de bana... kadınım!
iç kanımın tenhasından ılık...
sonrası içim karışık,ben çöl ayazı sessizliğinde
için için üşürüm,tabanlarım yana devrik
hayali bir kervan yürüyüşü içindeyim
rüzgardan kaybolan ayak izlerine temas eder iken