Dilek Taşı
dudaklarını bükerken gün
hani benden yaşlı bir dağın ardından
güneşi ihtiyar doğarken şehir
beşiklerini uyandırır anadolu
ve
nemli bir bardakta çekilince o dem
çay karası,
hüznün rengine dolanıp hele
hele kızıl saçın mimoza kokusu
yemenilerin diplerine dökülür o şafak türküsü
sabah ninnileri susarken
zıbınlarda
urganlarına sarılır kısrak
kaçak bir aşk masalı düşünce patikalara
korkak izler sürülür
ezgilerin sesi kısılırken
kıbleye döner, her dua
devşirme hayaller kırılır
şafağın ilk ışıklarında
zamanın vebalini yüklenirken umutlar
gözleri titrer korkunun
soğuk bir şakağa yaslanırken namlu...dilek taşını kırar içi boş fişekler.
gözleri titrer korkunun soğuk bir şakağa yaslanırken namlu...dilek taşını kırar içi boş fişekler.😙😙
ustanın Şiiri gibi Finali de çok güzel... Dilek taşlarına umudu bağlamayın umut yüreğinizde ise size yakındır..kutlarım üstat...sabah sabah şiir okudu gözlerim..😙