Dilimde Kelepçe

Hani geçen gün bana, bakarak derin derin,
‘Söylemek istediğin bir şey mi var?' demiştin.
Ben de hemen telaşla, ‘hayır' dedim ya sana,
Anlatmak istediğim, çok şey vardı aslında.

Ancak ısrar etmemiş, sükûta bürünmüştün,
Verdiğim o cevaba, inanmış görünmüştün.
Sen de biliyordun ki, doğru olan susmaktı,
O konuya girmeyip, başka şey konuşmaktı.

Soruyu sorduğunda, bu yüzden pek gergindin,
Boş bulunurum diye, biraz da tedirgindin.
Oysa derdim demeye, zaten özgür değildim,
Çünkü kelepçelenmiş, yasak mühürlü dilim

Bazı anlar bir coşku, yükseltir de sesini,
Kollarımda sımsıkı, sarmamı ister seni.
Gerçekleri boş verip, konuşup deli deli,
‘Ödenmeye değer der', ‘her ne ise bedeli.'

Kimi zamansa hüzün, ansızın çöküverir,
Gözlerimden yaşları, sebepsiz döküverir.
Gönül bağımda açan, umut fidanlarımı,
Hoyrat rüzgârlar gibi, koparıp söküverir.

Bazense boğazıma, takılıp düğüm düğüm,
İçimdeki duygular, oluverir kördüğüm.
Bakışım donuklaşıp, bir boşluğa dalarken,
Sadece yokluğundur, yarınlarda gördüğüm.

Açmazlar girdabında, yaşarken bu hal ile
Yasakken kavuşmamız, rüyalarımda bile,
Hele ki çekip gitmen, korkusunu taşırken,
Hissettiğim duygular, nasıl gelsin ki dile?

Eğer senin kucağın, olsaydı benim yurdum,
Gözlerim gözlerinde erirken yudum yudum,
Unutup tüm dertleri, tarifsiz bir coşkuyla,
O kısacık zamanda, ne de mesut olurdum.

Bilsen nasıl isterim, dizlerime yatmanı,
Sevdanla alevlenmiş göğsüme dayanmanı?
Saçlarını okşayıp, seyrederken özlemle,
Alnına kondurduğum, buseyle uyanmanı.

Ne var ki bütün bunlar, boş hülyadan ibaret,
Kısmet değildir bana, senin ile muhabbet.
Af umudu olmayan, naçar bir mücrim gibi,
Sükûtun mahkûmuyum, süresi de müebbet.

Gece-gündüz daima, hayaller kurup durdum,
Kendime nice yaman, sorular sorup durdum,
Bütün duygularımı söylerdim sana ancak,
Sussun diye dilime, kelepçeyi ben vurdum.

25 Mayıs 2017 70 şiiri var.
Yorumlar