Doğum Günüm

Dostlar !
Bugün benim doğum günüm...
Bir karmaşa, bir koşturmayla geçti ah, şu ömrüm !
Uzadı yıllar,sarmaşık misali,dolandı düğüm düğüm,
İnanamıyorum vallahi,
Nasıl da çabuk geldi yine bu yıl şu doğum günüm !.

Saklambaç oynadı sanki zamanla, onca yıl ömrüm...
Ve, ne yazık ki, sobelenen hep ben oldum,
Kazanan ise zaman...
Anladım ki, sevmekten daha acı yokmuş bir zulüm,
Hasretin acısı yanında, vız bile geliirmiş, sevene, ölüm !.

Delip geçiyorken hayat,
Dumdum kurşunu misali şu zayıf bedenimi,
Terketmiş, üzerine titrediğim zaman,
Umursuzca beni..
Dönüştürürken hoyratça hüzne,üç kuruşluk neşemi,
Derinleştirirken umursuzca alın çizgilerimi...
Eller, yeller ve seller...
Herbiri, birer birer, alıp götürmüş,
O güzelim gençlik günlerimi...

Ben, daha genç yaşımda,kırdım zincirlerimi,
Ve hürriyete gülümsedim...
Yirmidördümde, kabuğumu kırıp dünyaya yöneldim..
Yaşadım çok şeyler,kimini sevdim, kimini garipsedim...
İnsanlar,ülkeler,kültürler görüp,evrimleştim..
Dostluğu,sevgiyi,saygıyı hayat düstürü olarak benimsedim,
Nağmerde muhtaç olmadan yaşamayı iyi belledim..

Yanılgılarım mı? Oldu tabii.. Neticede ben de insanım..
Çünki, hiç bitmeyecek bu güçler,bu deli dolu gençlik, sandım...
Kopardı geçen her gün benden,
Alıp götürdü hep bişeyler,yüreğimden,bedenimden..
Sönmez sandığım o harlı ateşten,
Geriye kaldı şimdi sadece bir yangınyeri,küllerden...

Ne zaman şöyle bir düşünüp baksam,o geçen yıllarıma,
Takılı kalıyorum,geçmişte asılı kalmış,
Buruk anılarıma..
Yine de, diyorum ki,
Çok Şükürler olsun ki Yüce Tanrıma,
Kalırken nice niceler,
Bu hayat koşusunda daha yarı yolda, nefessiz yaya,
Bağlamışım ben şu hayatı, ellialtıya !
Ne mutlu bana !

Kursağımda kalmış olsa da,yapamadığım birçok şey,
Ne yaptıysam sende,
Kendi arzumca ve kendi tarzımda yaptım,
Ey hayat ey !
Üstlendim, günahını, sevabını,
Duymadım hiç pişmanlık ney !
Ve diyorum ki, ben de Frank Sinatra gibi,
''I did it my way'' !