Dökülsün Yildirimlar
Bıraktım hayata dair kurduğum düşlerde mutlu olmayı 
şimdilerde düşte kurmaz oldum ya 
nedir nedendir bilmiyorum 
sürgünde geçirdiğim hasret dolu yıllarda öğrendim 
umudun yavaşça yok eden bir zalim olduğunu. 
Bazen aşk hikayelerinde 
bazense sevdalı mektuplarda 
ve bilmediğin şiirlerimde söyledim durdum 
inandım 'umut' denen cellada. 
Gidişlerimi hatırlıyor musun bilmem 
sana gelirken bile aklımdaydı ayrılığın o soğuk bakışı 
seni severken bile söküp atamamıştım içimden 
ben seni anlatan her türküde ismini mırıldanırken 
sen uzaklarda bir yerlerde sadece ümittin benim için. 
Ama bu yetmiyordu bana yetmeyecekti,yetmemeliydi. 
Sen tarihin unutulan sayfalarında ismi yazılı, 
bir mazi kalıntısı olarak kalmamalıydın. 
Sen hep aşikar mahcubiyetlerin, 
nazenin masumiyetlerin simgesi olmalıydın. 
Ve kalbimin en derin yerinde boğulmaya mahkum edilmeliydin. 
Hey sen! Sevgili, 
Elbet birgün bu koca şehre de güneş bir kez doğacak, 
penceremin panjurlarından süzülen o nur deryası, 
yüzümde gülümseyip,yalnızlığı boğacak. 
Aç perdelerini semaya dalgalansın yürekler, 
'Gel' de bana, 
'Al' de 'beni' yar, 
Kırılsın tüm bilekler, 
bir kez de naylonlaşmadan 'seviyorum seni' de yar 
patlasın içimdeki umman 
ve dökülsün yıldırımlar...
