Dolu Dolu Ol Gözlerimde
//
//
_
/Ateş başı üryanlığı,
En büyük yüzleşmelere gebe,
Ayrılık,
Kan yağmurları olup yağacak bu gece./
Güvercin kanatları arasında bir resim,
Solgun,yıpranmış başı öteye düşecek sanki,
Tutsaklığın paslı rengi çökmüş çehresine,
Beyaz bir buhran ardında kalan,
Şehr-i hüzün inkar ediyor onu görünce,
Hani sanki,
Sanki ona ait göçebe bir köşe başında,
Ruh teslimatını yaparken şahit değildi,
Zatıali.
Kara köpekler uğuldarken anıların şakaklarında,
Geçmişe ait bugüne zehir akıtan,
?İsimsiz?/i intihar dilekçesiyle ustura ustura gezdiren,
Darağacı aratan ne varsa,
Ne varsa çatık kaşlı unutamamak kelamına dair,
Kalbin üzerine ölü toprağı serpe dursun,
Her çektiği nefeste sövüp sayan benlik,
Masumiyetini yitirirken.
Sorarlar ya masallara inanır mısın,
Hani bin kez vurulan Anka'nın,
Bin defa küllerinden doğmasına,
Cevap olur ki,
Sen gerçeğe inanır mısın?
Ardından devam ederler,
Güneşli hayaller,
Alacalı düşler,
Us'undan geçmez mi hiç,
Yinelenir ki,
İçimdeki gökkuşağında oturan çocuk,
Siyah bir buluttan düşüp vefat etti,
Şimdi;
Kimsesizler mezarlığında.
Gölgeler diyarının çorak topraklarında,
Çalınan gözler yitik tebessümlere emanet,
Burada bin zemheri yaşanır,
Çalakalem bir sevda yaşanmaz,
Yeri yedi kat dibi de,
Aklın uçsuz bucaksız labirentleri de burasıdır.
Mücadelelerin en büyüğü en unutulmazı,
Tarih sayfalarına seni kazıyan,
Kendin ile yaptığın savaştır,
Bütün zayıf noktaların yara alır,
Hep belden aşağı yersin darbeleri,
Üçüncü sayfa haberlerine adın kazınır,
İki satır oda çok değil hani,
Bilmem ne yüzünden,
Bilmem ne elinden,
Bilmem kim ?cinnet? geçirdi diye,
Farkındadırlar cinnetin sonu cinayet,
Lakin durdurmaz kimse seni,
Yapamazlarda isteseler dahi,
Eğer şanslıysan;
Katilde-maktulde sen olursun o lahzada.
Bir girdap bu-bir döngü,
Sen morg gibi yatağında uyursun,
Yanında bir yazı masası,
Üzerinde sönmek üzere olan kandil,
Acılarından kalem,
Bakışlarından kağıt,
Ecelinden mürekkep oradadır,
Pazartesi,
Salı,
....
Cuma;
Farkında olmadan hiç kimseliğinin,
Becelleşir durusun kelamlarla.
Üzeri örtülü aynanın içinde,
Başka bir boyut vardır belki,
Herkesin gidemediği,
Gidenin ise dönmediği,
Merak eder durursun,
Korkuyla endişeyle karışık,
Her şeye rağmen,
İçinde bir cesaret filizlenmez,
Çekip gitmeye.
Çok çok,
Yine aynı yazı masasının başına geçer,
Afili bir ölüm ilanı hazırlar,
Her yere bu ilanı destekleyecek süsler asar,
Çıkar tavanarasında en tozlu yere saklanırsın,
Ve belki de,
İçinden geçirip dolu dolu ol gözlerimde,
Diye,
Hüngür hüngür,
Hıçkıra hıçkıra ağlarsın,
İnsanlığını hatırlayarak,
Hala yaşadığının farkına vararak.
Ağlayamayanlara ithafen...
Güzel bir şiir olmuş yerinde bir ithaf..
Nicelerine kardeşim..
Bazı şiirleri başlayıpta bitirmediğim olmuştur. Niye bu kadar uzun ki.....diye sitem ettiğimde.... Yalan yok........... ............................................. Başladım ve bitirdim bu şiiri....... Niye çok uzun da demedim......... ..................... Sonuç...Şiir şiir değilse niye sonuna kadar okuyayım ki... İyi şiir kendisini okutur zaten........ .............. Kendisini okutan bir şiir okudum velhasıl........insanın ıç hesaplaşması... akıcı..sade...şairine sevgimi ilettim......
Şiirleri yazarken şair bazen düşlerini yaşar.Biz kanatlanır uçar diyelim.Bu şiiriniz de bu türden.Yüreğinize sağlık.Bu şiir inci olmaya layık.Saygı ve sevgiler.😙😙😙😙😙👍👍
Başarılı ve duyarlı şiirin gönüllerdeki yerini aldı abim Tebrikler😊👍
metin kal geldi...🤐🤐
kalemim daim olsun çocuk....👍👍 inan ağlayasım geldi... ağlamayanlara inat😙😙😙😥😥