Döş Bilir
Benim gurbet elde ne çektiğimi
Bir bedenim bilir bir de baş bilir
Gözden yaş yerine ne döktüğümü
Şu kara gözlerim bir de yaş bilir
Ömrümüzü verdik ah ile vaya
Hasretiz yılladır köye, sılaya
Dertler köprü olsa varır Tuna'ya
Çektiğim çileler bir de döş bilir
Kahpe felek kara yazmış yazıyı
Hiç eksik etmedi derdi, sızıyı
Kör penseyle söküp aldı azıyı
Ağzımda damağım bir de diş bilir
Ayrılık acıdır izi derinde
Çocuklarda gitti günün birinde
Hasreti kokar her damla terimde
Odamda yalnızlık birde düş bilir
Şu hasretin yokmuş iğne, ilacı
Köyde de kalmadı dost kardeş bacı
Yavruların derdi onlardan acı
Yaz bahar ayları kara kış bilir
Ne varsa doluya koydum almadı
Toparlayıp boşa koydum dolmadı
Sofraya gelmedi, dişe gelmedi
Tasta çorba bilir bir de aş bilir
Elde avuçta ne varsa batırdı
Benliğimi benden alıp götürdü
Dertler hastalıklar yedi bitirdi
Beyazlamış saçlar bir de kaş bilir
Haykırıp düştükçe şu gönül dara
Bana git diyorlar doğduğun yere
Necati dönse de köyde mezara
Başa dikilecek kara taş bilir
İZMİR 23.06.2015