Dudaklarını Bu Suyla Islatmadan Geçme

kirpiklerimin arasından sanki bir ömür geçti
ve bu ömür de,çok pahalı bir bedel biçti


yarılanan ömrümün kırkında
yeni baştan yazabilsem tüm yitik hikayeleri
ve kahramanı,hep kaybeden aşıklar olsa
tarihi Haydarpaşa garı
gidenleri değil
hep gelenleri karşılasa
ve böylece hiç kimse vedalaşmasa



Ah İstanbul
aşıklar şehri
kaç bebek doğdu Arnavut kaldırımlarında
Cumbalı evlerinde
kaç intiharlar yaşandı
Beşiktaş_Üsküdar arası denizi geçerken
ve kendine yakışan bir aşkı seçerken
kaç aşık boğuldu dehlizlerinde
Lale devri
kaç aşkı kapattı
ah İstanbul
Tanrı sanki_aşkı senin göbeğinde yarattı

Üsküdar'ın dar sokaklarından geçerken iç içe
hesap sordular adamlığını üç kuruşa satan bir piçe
çünkü kadınlar kadın gibi sevmeli
adamlar adam gibi
Çünkü İstanbuldur medeniyet
bakınca görünmeli, insanlığın dibi
ayrı bir nüanstır İstanbul
Bazen ederin karşılığı
mektup zarfına tükürerek yapıştırdığın o incecik pul
lakin o mektuptadır
hayatındaki tüm sır
kaybettiklerin ve kazançların
sevda çıkınına doldurabildiklerin
çalmadan,kandırmadan,ah almadan
bazen nefesi kokan aç bir ihtiyarın duasıdır
bazen inanmadığınız aşağıladığınız bir çingene ağzıdır

İstanbul koynunda lavanta kokusuyla uyutur
ve sersemleştirir
veremleştirir
bazen ceza verir hak edene
bazen hak etmeyene ödül
sırrında gizlidir her ayrıntı
bunu çözmektir sanat be usta
lakin susmaktır en hayırlısı bazen bu hususta


İstanbul;içinden aşk akıtan hayrat bir çeşme
ey ruhsuz dudaklarını bir kez de olsa,ıslatmadan geçme....