Düğüm

gül gonca makamı
dışarıdaki ses, gelen giden her şeye meraklı

tuzla buz
neticede kalbimin son hali
kaçkın iklimlerin telaşında
utangaç mevsim ılıklığı
tılsım
düşer ellerime öteden
arsızsan zaten atarsın çığlığı
duyacaklarım
önceden duyduklarımla sınırlı

gem vurur hicazkar melodi eşliğinde
bin kere bin katreler yağarken pencereme
avuçlar göğe kalkar
fikir şemsiyesinin üzerinde

adımlarım sol tarafta
çıkarılan yaygaraların yanında
sağdakiler çığırtkan
bomboş kağıda yapışkan

mecbur tekdüze kalacak ilk mağrur
asırlardan la kesecek verilmeyen son nefesimi
niyet yıldızı
fallardan soracak sevilerimi

daha siftah yapamadan yapraklar
dökülecek haylaz yağmurun üzerine
tereddütsüz zan altında kalacak sığ düşüncelerim
boğulacak avuçların arasında

kaçmak çözüm gibi gözükecek
özsezilere inanırsam şayet

kudretsizce keşkelere sığınacak bedenim
eğer başarırsam sızmasını imgelerin akıbetinden

bu patika yollarda
g/özleyecek aydınlığımı karanlık çıkmazlar
bulamasalar da
kendi paranoyalarında öldürecekler hislerimi
naciz hayallerimi

kapının tokmağını açmaktan ibaret
benim tüm hayatım
açarım kapıyı
tüm düğümler atılır üzerime
kilit kilit üzerine

yamacımda, kaygılarımı yazdığım günce
ve başıboş dolaşan ihtiyar acılarımın saklandığı heybe
öylece durur sessizliğimde

ki hala serçe gibi
beyhude çabalar içinde
çıkmaya çalışır tövbe

dilimden çıkanlar ise
apartman boşluğunda yankılanır
bir tek özgürlük diye haykırır...


20.09.13

20 Eylül 2013 292 şiiri var.
Beğenenler (4)
Yorumlar (2)
  • 10 yıl önce

    bir dostun incisini yudumlamaya geldim sayfana..

    ve yüreğinin incilerini dağıtmışsın yine orta yere..

    şiirlerle kal... gecemden gecene selam olsun

  • 10 yıl önce

    duyacaklarım önceden duyduklarımla sınırlı

    Hoş bir şiirdi.