Düşgenesopya
Yolculuk
Kabuğuna çekilirdi okyanus
Balıkçı umudu kesince fırtınadan
Ve bir sandal terk edilirdi yalnızlığa
Ruhunda yemyeşil ormanların acısıyla
Kıraç midyelerin incisiz gülüşlerine aitti yaşamak
Kâbusu girdaplardan çok kelimeler olan şairler
Ve şiire raks eden çocukların umutsuzluğunda rastlamıştım bu an'a
Tepelerden mavi bir çarşafa aşık olan gözlerim aldanmıştı
Dokunmaya açmışken avuçlarımı
Bir kıymığa yenildim diyebilmek için yolculuğun ortasında
Aşk
Ne zaman bir Japon balığı görsem
Dilsiz martıların boğazı düğümlenirdi
Yolculuk
Şehir çöplüğüne üşüşürdü rüzgâr
Güneş alın terini çekince günsüzlüğünden
Ve bir yokluk dirilirdi Ademin kaburgasından
Ruhunda bakireliğini yitirmiş sonbaharın şahitliğinde
Aç keşişlerin nefislerinde gizlenen inciye aitti yaşamak
Şiirlerin içinde raks eden çocukların şairliğinde rastlamıştım bu an'a
Deniz kızının dudaklarında nemli anason yağmuru
Kafiyelere tutunmuş ay tutulmasına aldanmıştı gözlerim birkaç dakika için
Son vermeye yetmişken gecenin karanlığında
Ahşap bir gözyaşına yenildim diyebilmek için yolculuğun sonrasında
Aşk
Ne zaman bir Japon balıkçısı görsem
Hiroşima'nın dilsiz çiçekleri düğümlenir boğazıma...