Duvarları Yumrukladığın Zaman Ellerin Acımıyorsa
En hafififimiz bir gram belki,
Boyu; sıfır nokta bilmem kaç milim...
Daha onun gibi binlercesi,
Buhar olup uçtu,
Kitle Silahlarının bağırtısında, bir milim bile olmadan.
Hey benim ağzım dilim,
Bazen gökyüzüne çıkartır beni,
Bazen yerin dibindeyim gülüm...
Varolmak;
Ayağının tırnağından, saçının teline kadar,
Ağlayanla ağlamak, gülenle gülebilmek...
Çocukla çocuk olmak,
Yerlerde yuvarlanıp, çamurlara dalmak...
Ne mümkün geçmişi bir anda silebilmek.
Zamanında yaşandı, binlerce acı...
Hepsinin ilacı, sabır ve sevgidir yine de;
Daha önceki gibi, çabucak tüketmeyelim...
Duvarları yumrukladığın zaman,
Ellerin acımıyorsa eskisi gibi,
Sen hissiz değil,
Bilakis; çok duygulu adamların,
Saflarına katıldın demektir...
Dünya; sen mi bize dar geldin,
Yoksa; biz mi sana bol geldik...
İnsanlığımızı ölçtük tarttık,
''Varolmanın dayanılmaz hafifliği''kadardı belki ağırlığımız...
Ya da, varolmanın müthiş ağırlığı altında, dik durmasını bilmeliydik...
bence de herşeyin en iyi ilacı sabır ve zamandır
sabır kendisi acı ama
meyvası tatlıdır her zaman
yine ders alınası bir şiir okuttunuz bizlere
kutlarım ahmet bey ilhamınız bol olsun hürmetler.
Dik durmasını bilmeli ağaçlar ayakta ölür misali hayata tutunmalı ve direnmeli değerdi selamlarım
Ahmet duyarlı yüreğin dert görmesin abi yüreğine sağlık.
çok güzel felsefik bir şiirdi final harika tebrik ederim. sevgier.👍👍👍
Derin anlamlar içeren şiirinizi beğenerek okudum. Candan tebrikler Ahmet Bey.