Edessa
yükseldi ve yükseldi birden ayaklarımdan
ta beynime nüksetti ayrılığın edessam
sürgün yıllarım bitti derken vurdu fırtınam
estim yine elden ele gurbetçiyim edessam
dalından koparılmış solmaya mahkum olan
gül gibi yapraklarım kuruyor sen olmadan
ellerim toprağından ibrahime uzanan
vuslat zincirleriydi şimdi bin par edessam
serencamlar yaşarken şu bedbaht garabetim
milyarlarım olsada an be an sefaletim
açsaydın nahit bağrın toroslardan inseydim
şalvarımla poşumla gam etmezdim edessam
adem ile havvanın sürdüğü toprağı sen
şuaybın yer altında muazzam şehride sen
rahimenin ahımı eyyub sabrımı desem
ibrahimin gül bahçesi nebi şehri edessam
asırlar seni anmış milyon can sana yanmış
leyla neki yanında bir mecnunu aldanmış
kadrini kiymetini peygamberler anlamış
ben nasıl yanmayayım hasretinle edessam
(edessa) ş.urfanın eski ismi