Eğer

Kaç yaşamak, kaç hayat daha sığdırabilirdim sana sen görmüyorsan?

Kaç sevdanın daha unutuluş figanı olabilirdim sence? 

Kaç gözyaşımı daha senin için biriktirip

 tutunduğum duygularımın beni öldürüşünü izleyebilirdim?

Eğer sen, beni sende yaşatmıyorsan…

Eğer ben, sende hiç yaşamadıysam…

Eğer biz, hiç olmadıysak…

 Söylesene, kaç çırpınış daha biriktirebilirim yalnızlığıma?

Kaç fark ediliş daha aktarabilirim uzağından yakınıma?

Eğer sen, başkalarında beni görmüyorsan…

Eğer ben, kendimden kopuşumda bile senden kopuyorsam… 

Bir oturup konuşamadık seninle. 

Adamakıllı.

Kalben ve aklen daha mantıklı.

Bir gülemedik seninle zamana birlikte,

otuz iki diş kahvehanesinde iki zar atamadık sevgiye…

Eğer ben, aklının ihtimalinde yoksam…

Eğer sen, aklımın bana sapan yollarında benden hep kaçıyorsan… 

Kaç kişilik ayrılık daha biriktirebilirdim yaşamıma?

Kaç ölüş, kaç çiğneniş, kaç geliş daha uzatabilirdim saçımdan fazla?

Beni bu yerlere ben attım.

Kabahatli sen değilsin.

Kalbimi sana gönüllü ben teslim ettim.

Bunda da bir suçun yok.

Eğer sen, bensiz mutluysan…

Eğer ben, sensiz hiç olmadıysam…

 Kaç gökyüzü daha çalabilirim güneşten?

Kaç iç geçiriş daha sızlatabilirim aşka?

Kalemimden özür dileyemem.

Eğer ben, yoksam…

Eğer sen, bir özleyişle bana kaçmıyorsan… 

Ayrılık tünelleri kazdığım hayali bitikliğime kaç çamaşır daha asmam gerek?

Kurutamadığım sevdamın

gülleri kuruttuğu kaç hüzün daha yaşamam gerek?

Eğer sen, beni sevmiyorsan…

Eğer ben, sensiz aşkı hiç sevmiyorsam…