Eğme Başını
işte bak içinden doğdumuz denizler önümüzde uzanmış
bak kuruduğumuz rüzgarlarda sertleşmiş yüreğimiz!
yemin etmedik güneşi görmeye
ama güneşi görmeye gelmişiz!
ölümlerden aldığımız hayat biz oluyorken
hayatlardan kurduğumuz ölüme bak, yok oluyoruz!
ne garip!
yüzbinlerce yılın ölümüyle biriktiğimiz toprağa
yüzbinlerce ölümü borç olarak ödüyoruz!
eğme başını dik tut
hayat bulduğumuz nehirlerin önünü kesip
hayat verdiğimiz buğdayı ezmek değil mi uygarlığımız sanki?
dağları biz doğurmuşuz gibi isimler verdiğimiz
topraktan geldik diyerek, toprağı betonla ezdiğimiz
canımız medeniyetimizleyiz!
eğme başını dik tut
'durup baktığım şu hayat benim zindanım
ve hangi özgürlük beni benden kurtarabilir?
ben esirim yaşamaya doya doya
ve özgürlük arzumu bilerken
kölelik bağımı sıkı-sıkı tutmaya'