Ekmek Kırıntısı

benimde var bir zamanlar buğday olmuşluğum..
çocukluğum da mesela,
tenim..
...güneşe karşı omuzlarım geniş, başım dik..
meydan okumak o zaman güzel ve heyecanlı..
büyümek de var işin ucunda,
ve bir ipin ucunda ölmek..
büyüyünce ekmek olmayı düşlemeden..

oldum..
büyüdüm ve ekmek oldum ben..
ilk önce ekmek dolabında temas ettik birbirimize,
sonra gazeteye sarıp koltuğunun altında götürdün,
çocukluk merakıyla ucumdan kopardın,
ısırdın hatta..
sesim çıkmadı, ekmektim ben bildiğin..
ve öyle kaldım..
kanına karışan bir şey olmadım hiç,
aşk dediğim dingin bir perdenin arkasında,
öylece kurumaya serildim..
ve güneş önünde eğildim gün be gün..

içimde insiyatifini kaybetmiş bir hüzünle,
biraz daha büyüdüm,
şimdi adım ekmek kırıntısı..
ve büyük günahkarsın kadın,
çiğnemediğin kırıntım kalmadı...
ellerinin üstünden bir poşet içinde,
öylece atıldım sokak ortasına..
rüzgara savrulmam bu yüzden..

yine çocukluk var hala içimde,
fazlasıyla kırık,
bütün kırıldığım yerlerim buğday kokusu..
meydan okusam diyorum!
tekrar..
tekrar dik olsa başım!

ki ne zaman yeltensem buna,
ya aç bir kuşun ağzında yeryüzünü seyrediyorum,
ya da meydan üzerime günahtır! diyerek sureler okuyor..

ve bende dua ediyorum hemen ardından,
sırf kavuşmak için..
artık tek yolu bu sana dokunmamın..

tanrım!
lütfen tanrım!
o'nuda ekmek musaf çarpsın..!

17 Eylül 2010 18 şiiri var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (1)
  • 15 yıl önce

    Eldeki buğday maharetli ellerde sofralarımızda ne kadar zengin ve lezzetli çeşitlere çoğalıyorsa, şairin mısralarında da o kadar manalı bereketlenmiş ve lezzet tadını bulmuş ki kutlarım bu güzel şiirin kalemini. Sevgilerimle...