Ela Unutkanlıkların Ortasında
nehirler aramızda eski kavak ağaçları
somun gevreği sabahları ellerimiz titrek
güvercinler sızarken dışarılara çatılardan
buzlu camların ardında menekşe çay bahçesi
kireç badanası kokulu bahçe duvarları
ışığı kısık pembe lambaların iyimserliği
serinleyen ağustosun özlem dolu kaygısı
kalender yokluğuna borçluyum dağ yollarını
şimdi ela unutkanlıkların ortasında yabancı
zamanla mühürlü bir imkansızlığın şiiriyle
içli susuyorum sokakların günlük hayhuyuna
ağlamayı yasakladım kendime öylesine küsüm
toprak damlı düş yıldızlarından gelmiştim
yalınayak üşümeleri yedekleyerek macerama
kalbim duracak gibi olana kadar gitmeyeceğim
hiçbir gitmemi gör istemem gelmek içinim sana