Ele El

Sen ellerimsin benim
Ellerin dokunduğu
Elerin öptüğü elerlm
Derde aklım candan içeri
Candan dışarı
Bilye büyüklüğünde o iki zümrüt
Yarım horoz bir çocuğun oynadığı
Camları,canları çarpıştırdığı
Öyle Anaksimandros
Öyle Anaksimenes
Ah bendeki şu Herakleitos
Aşkın dünya İdeasında
Ölü diller ayaklanır,tutuşur yürek
Anadolu ağzında
Anadolu tadında
"Acıyı bal eyler"
Beni ne hal eyler
Eyler de o güzel eller
Sanki hamur
Beni yoğur der gibi
Sen elerimsin benim
Ellerin dokunduğu
Ellerin öptüğü ağzım
Elerin duyduğu kulağım
Felsefe bir sevinç,
Bir üzünçtür felsefe
Trajı komik bir durum bizimkisi
Sorma gitsin
Ne ben söyleyeyim ,ne sen
Gökyüzünde mavi bir bulut
Al bir ata binmiş
Kelamı kuşanmış
Bir arap atı,bir kısrak
Dünya dönme bir dolap
Un ufak eder adamı
Sen ellerimsin benim
Ellerin dokunduğu
Sen düşünen beynim
İşiten kulağımsın
Ellerin öptüğü ağzım
Gözlerinse benim sevdiğim
Seni kirpiğin göze değdiği
Bir anlık göz hapsinde sevdiğim
Nasıl çıkmaz tütün ayyuka
Dağlar ardı dağ,çam yarması
Ben Anadolu ağzı
Anadolu toprağı
Soyulmuş türkülerim
Soyulmuş ülkem
Soyulmuş,göz pınarları acıdan
Kuru bir soğandan akıtılmış
Öyle yalnızsamışım
Öyle cansamışım...
Sen ellerimsin benim
Mülkiyetçi bencil ellerim
Bir kuru soğan
Bulgur aşının yanında yumrukla kırılan
Acı suyu gitmiş
Etleri ezik ezik
Bandır bandır ye tuzu
Ayranın yada turşunun yanında
"Sevişmek der Mountagne
Sarımsak,soğan ekmek gibi doğal"
Toprağa eker gibi tohumu
Organizmanın bahar konçertosu.
Hava,su,toprak ve güneş
Bioritmik bir ateş dansı
Yakar,yıkar adamı...

Ne bir öğünlük etin peşinde
Ne fırtınanın,ne depremin
Aile Kitab-ı Mukaddes gibidir
Önce abdesti alınır
Nikahı kıyılır
Okunur skolastik felsefe makamında
Sonra bozulur
Havadan ,sudan,neden?
Öpülüp baş üstüne konup
Konur altın yıldızlı kaba
Asılır yüksekçe bir duvara
Günümüz kolaylık devri
Bazı köylerden gayrı
Geri kalmış illerin
Sen ellerimsin benim
Ellerin dokunduğu ellerim.
Seni düşünmekten yorulan aklımsın
Yüzüm yalnız semaya döner
Yalnız kıbleye döner
Bir de yüreğinin yörüngesine
Proton ve nötron çekiminde
Bir daha öyle dingin bakma
Kaçır kara orman gözlerini
Ben dolaşırım yatır yatır
Yunus'un arı dili
Mevlana'nın hoşgörüsü
Bir uhrevi,bir dünyevi geçişin akıl üstü
Paltonvari bir dans
Bir bahar konçertosu
Platonik bir aşk öyküsü
Sen ellerimsin benim
Ellerin dokunduğu
Seni düşünmekten
İşgal olmuş aklımsın
Başım gözüm üstüne konan
Kültürüne saygılı
Kumalığın ,yamalığın karşısında
Dağ dumanlı dağ
Feminal legal direnişi
İster sosyal de ister asosyal
İster kendini aşamamış muhafazakar
Kaderim kederler içinde
Ruhlar aleminde dingin
Bir de bir anlık göz hapsinde sevdiğim
Sen ellerimsin benim
Elerin ellediği ellerim.
Savunmasız yönüm gözlerin.
Kafam öyle dağınık
Yüreğim öyle kalabalık
Dağınık,düzensiz,uykusuz
Kahvaltı kültürü yoksul
Derinliğindeki bir şafak vakti uykunun
Halbuki en sevdiği öğün ancak bir pazar vakti
Tepede güneş,gölgeler uzun
Sen ellerimsin benim
Ellerin ellediği ellerim.

"Çehovsuz geçen bir gün
Kahvaltısız bir güne benzerdi"
Dingin sevgisiz geçen gün
Hele bir ömür
Fiziksel ve ruhsal açlığın
Doymayı bilmeyen muhabbetin
Bir akşam yemeğinin
Sabaha sürünüşüdür
Gusül abdesti ile yıkanan yüzün.
Spartakus ve Isparta'nın gül kokularında
Helaliyle,cemaliyle kahvaltısıdır gülüm
Sen gözlerimsin benim
Bir anlık göz hapsinde sevdiğim
Bir sevgi pınarı ellerin.
Ben gözlerinin içinde
"Bir ağaç gibi tek ve hür
Bir orman gibi kardeşçesine"
Ağzımda iki çatal ıslık
Leylim ley türküsü tutturmuşum
Sen ellerimsin benim
Ellerin dokunduğu ellerim
Tirajı düşük gazetemin
"Düşünüyorum ,öyleyse vurun
Diyen İlhan Selçuğu "
Okuyan gözlerinin
Gazeteyi tutan ellerin
Ne biri birbirinden üstün
Ne biri birinden aşağı olduğu
Sen ellerimsin benim
Ellerin dokunduğu ellerim