Elma Bekçileri

yağmurlu bir günden sonra
el ayak çekilmişti
yazıdan,yabandan
köye dönmüştü çobanlar çoktan

derken yola koyulduk
amca oğlumla ben
adımlarımız hızlandı
gecenin içindeki geceden geçerken

anayol biraz uzaktı
dolambaçlıydı hatta
ağaçların birbirine kenetlendiği yoldan gidecektik
yani kestirmeden
zifiri karanlıkta yürüyorduk
sesler geliyordu arkamızdan
duruyorduk çıt yok
çok korkmuştuk
bildiğimiz bütün duaları okuduk içimizden
köye en son biz dönmeliydik
öyle tembihliyordu amcam

koşsak
belki de ödümüz çatlardı korkudan
birbirimize belli etmesek de
kalp atışlarımız hızlanmıştı
eser yoktu erkeklikten
ağaçlar ve taşlar tuhaftı
sanki üzerimize yürüyordu her şey
bir kez huylanmıştık
olan bitenden

son dönemeci de dönmüştük
köyün ışıkları görünüyordu uzaktan
nihayet birden bire açıldı
gözümüzün önü
yıldızlar ve ay
masmavi gökyüzü belirdi aniden
bütün korkuları
üzerimizden atmıştık
çünkü; ortalık mezara gelmiştik
mezarlık dediysem mevkinin adı
yoksa nasıl geçerdik o saatte mezardan
hem
üç gulhü
bir elhamı bilmiyorduk ki o zaman
varsa yoksa sübhaneke

dedim ya
korkuyorduk
ve
çocuktuk
amca oğlumla ben

bu böyle devam etti aylarca
korka korka
korkmamayı öğrendik
karanlığa havlayan köpek misali
ıslıkta öttüremiyordum dudağımın çatlağından
rast gele bağırıyor
türkü söylüyorduk
hatta sağa sola küfrediyorduk
elma bahçesinden
köye dönerken.

Arap Kurt

26 Ocak 2015 142 şiiri var.
Yorumlar