Elveda

Doğan ölürmüş, gelen gider.
Öyle ya giden, gitmeden önce elveda der.
Şimdi hangi dilimle elveda diyecektim sana
Hangi gözyaşımın varisi olacaktı görmediğin kuytular
Hangi suların akış yönüne çevirecektim serimi
Ve hangi boşluklardan toplayacaktım gözlerimi...

Gidiyorum elveda...
Yanıma alıyorum köpek korkularımı da,
Sevmediğim kabak tatlısını da...
Dudağında merhaba olsun düşlerimin anahtarı
Ve sende kalsın düşlerim.
Olur ya karşılaşırsak olmadık bir mekanın ayyaş bir saatinde,
Çatık olsa bile kaşların;
Merhaba de bana merhaba...

Karşı pencere edasıyla seslen hayallerime.
Küçük mutluluklar sıkıştır gelip rüyalarımda ellerime.
Bütün ceplerime biraz biraz koyarım sabah uyanınca.
Bakarsın adım geçer bir yerde çağrı at beni anınca.
Bende seni anayım.
Kim varsa anlatırım yanımda.
O derim o işte sevdiceğim...
Yemeklerin yanında mutlaka acı ister.
Birde güzel olur ki yeşil giyinince...
Gülümser konuşurken ve göz kırpar laf arası.
O derim o işte yüreğimin yarası...

Akşamları oturursun Mimar Sinan Parkında.
Dikkat et emi parkelerin arasına, yürürken.
Yine işlerin yoğun olacak ve başlangıç saati erken.
Belki daha güçlü seslerle sitem edeceksin işe giderken.
Hepsini özlem valizine koyup yanı başımda götüreceğim.
Özleyeceğim seni hem de çok özleyeceğim.
Hoşçakal sevdiceğim
Hoşçakal....

24 Ağustos 2009 49 şiiri var.
Yorumlar (1)