Emeğin Aşkı

Hiç kimse bu kadar acıtamadı canını
Sevdiğinin acıttığı kadar
Her gün ayrı bir dertle geldi
Ya bir isteği vardı ya bir emri
Her sözüyle bir acıyı daha ekledi ömrüne
Ne parası yetti nede ona olan şiirleri
Yoksuldu ve yorgun
Sırtında taşıdığı o kum çuvalının karşılığı
Ya bir vitrine gitti ya da bir bardak çaya
Öyle dayıları da yoktu arka çıkan
Kendi halinde bir işçiydi, emek işçisi
Ne düştüyse hakkına ona verdi
Gözlerinde bir gülümseme uğruna
Tabanları nasır tutmuştu gözleri kan kırmızı
Geceleri de çalıştı uykusuzluğa kafa tutarcasına
Ne yaptıysa yettiremedi, gidemezdi de
Bir gün kendini bir köprünün üstünde buldu
Başka çare yoktu, biliyordu
Onsuz olmayacağını, onunla da yapamayacağını anlamıştı
Sessizce bırakıverdi bedenini, karanlığı delercesine
Bedeni kıyıya vurduğunda yoktu artık
Ömründe görmediği kadar kalabalıktı etrafı
Herkes bir söz ekledi ölümüne
Ölümü büyük yaslara gebe olmadı
Bir gazetenin arka sayfasında bir haberdi sadece
Acı veren bir sözle ?yoksulluk ölüme sürükledi'
Onu öldüren yoksulluktu biliyordu
Hiç parasızlıktan yakınmamıştı oysaki
Kirli elleri temiz yüreğine aş olmuştu
Şerefi hep cebindeydi yürekli bir şekilde
Onu yok eden sadece sevginin yoksulluğuydu
Anlatamadı ne sevdiğine nede gönlüne
Yalnız gidiverdi, yapayalnız

16 Ocak 2010 221 şiiri var.
Beğenenler (1)
Yorumlar