En Doyumsuz Meyimizdi Sevda
İsyankâr bakışlarındaki kuşkulardı hüzne sövgün
Pusulasız bir denizde en bakir ülkeleri arıyorduk
Şiirler serpip yalnızlığımıza, mavileri geçiyorduk
Bir yılkı/nın sırtındaki jokeydik, ağlardık her gün.
Toprağımızı zorladık/ça direnci azalan menekşeydik
Kırık türküler sürülüydü içimizde, sisli bakış olurduk
İşe yaramazdı sus/ku, unutulmaya yüz tutan lehçeydik
Eşkâlini bilmediğimiz pus/atlarda birbirimizi bulurduk.
Her akşam yaşlı güneşi saklardık üşümüş yüreklerimizle
Göğsümüzdeki sol ağrılara sabırla direncimizi gömerdik
Yıkanırdık isimsiz coğrafyalarda, dil/imizdeki türkülerle
Kavgayla tütsülenirdik, titrek ellerimizle şiirler dizerdik.
Sevincimizde bile mağrur bir başka/ldırı vardı, tohumduk
Tükenince direncimiz, birlikte puslu mevsimleri seçerdik
Dokun/amazdık birbirimize, umutların kentinde yolcuyduk
En doyumsuz meyimizdi sevda, içtikçe kendimizden geçerdik.