Erva

Gidecem diyorsun yarım bırakıp,
Yüreğim kimsesiz olur mu? Erva...
Günül sarayından çekip çıkarıp
Senden gayrisini bulur mu? Erva...

Üzerime hüzün kapanır bu dem,
Rüşen mavi göğü şimdi ben nidem,
Feryad-ı figanım bu ab-ı didem,
Her fasl-ı şitâ da kurur mu? Erva...

Şer-te-şer dolaştım naçar avare,
Ahvalimi gören kaçtı bir yere,
Yolumda şahrut dan öte bir dere,
Geçip gözlerimden okur mu? Erva...

Ölüme meyil nahr olmuş bedenim.
Mevsimsiz sararıp solmuş bedenim.
Izdırapla ömrü dolmuş bedenim.
Gayri bir makber de çürür mü? Erva...

Her melek yağmurla rahmete indi,
Günbe gün yanıp o ağlayan kimdi?
Artık susuyorum sen söyle şimdi,
Her seven sevgiyle ölür mü? Erva...

Bakmışsın seni de tüketmiş kibir,
Artık olmaz iki cihan olsa bir,
Ak düşmüş saçta o saydığın bir bir,
Yitip giden gün mü? ömür mü? Erva...!

Erva = susuzlara su veren güzel
dem = zaman
ab-ı dide = gözyaşı
faslı şita= kış mevsimi
şer-te-şer baştan başa
ahval= hal, durum
şahrut= alamut kalesinde cennet bahçelerinin içinden geçen nehir
nahr, parçalanmış, eskimiş
makber=mezar

gökhan bodur
21.45
15.05.2010

Divanem....

15 Mayıs 2010 61 şiiri var.
Beğenenler (1)
Yorumlar