Es/er/iniz Hep Aynı Na/kar/at

sütün su kesmemesi gereğine
eş'ti;
seninle rastlaşmak,
elini tutma ih/ti/mali durağında
yitik ve yorğun bir düşün koynunda
geldi
yine beni buldu
senden melankoli
en saf
en katıksız haliyle
gözlerinin derinliğine düşerken
mutluluk fotoğrafı düşledim diye
çaldın kapımı hazırlıksız
aşkla/ş/mak
k/ulak z/arım/da ki
sanki mi majör dü
titreşen moleküllerinde
er/i/miş sesin
ahhhh o benim
zavallı çaresizliğim
yine
katmer katmer
metastaz yapıp durdu
sevilme hayallerine
aldı
toz pembe
masum libidoyu
"azğın teke sendromu"na soktu
tutkuya
tavan üstü
çatısız tavan yaptırarak
"sevmelisin" şiarını döşedi
o kendi usulünce, ince
böyle de benim gibi delice
"sev/ince"
melankolinin
en ağır gam perdesin'ce
kurşuni bir nehir gibi
akıyorum sana
şimdiki dem
irademin eksik iz düşümüdür
ruh-i canımdan
terkeder tenimi
bak
boş/aldım bendimden
ben bende b/ensiz kaldım
sende cisimleşip
bilinmezler le
habis'ce de irileşip
s/ensizliğe hapis kaldım
ben bensiz
ben sensiz
bensizsensizkimsesiz
kendi cismimden
soyut bir gölge oldum
duyulmaz olunca
billur sesin
çoook çok uzadı anlamsız
rotasız ve notasız
"ES"in
kerem et ey yar
kulağıma gelsin sesin
kuraklamış dudaklarıma
ılık nefesin
rüyalarımda sayıklıyorum ya
hep ismini anıp
kendi
gölgemin ardında
sensiz kalıp,
kalan ömrümü de yere çalıp
an'sız ve anısız ım artık
umarsız ve sessizce
yutuyor bir kara delik
çekiyor içine beni,
sanki
zihnimi emercesine
olanca direncimi
bu rezil
gayda kuyusu aldı
"mutlu yaşamak"
bu köhne ve
sensiz akşamlarda
havada asılı
çooook anlamsız
çok ta hacimsiz kaldı...
31:MAYIS/
01:HAZİRAN:2019