Eski Hikaye
sanki sessizliğim
acıtınca böyle imansız yorgunluğun üstüne
içimde kıyamet yangın
nefesim hele, düşünce gökyüzüne
güneşin desenini çalarken bir de
ateşlere basıp yürürken, adımlarımı yakan kederim
ve kavrulurken
ve erirken şehir gürültüleri
yok artık kalabalıkların ortasında bakakalmak
iklimin kibrine takılıp öyle başıboş gezerken gözlerim zamanın boşluğunda
ölüm kadar yalnızdı her şey
küçük bir toprak parçasıydı
rızkımıza düşen
ve örten üzerimizi yorgan misali
zemheri mevsimlere yenilmeden tenimiz
üşümeden hasretin siyahi demi
son voltamız dökülürken eylül misali kahpe zamanların eşiğine
zulamızda yine aşk şarkıları kaldı, hüzün makamlı
ah o gözlerin sesi olsa da söylese
kör etmeden dilini
eski bir hikayeyi...
ah o gözlerin sesi olsa da söylese kör etmeden dilini eski bir hikayeyi.
tebriklerimle
👍👍👍
küçük bir toprak parçasıydı rızkımıza düşen ve örten üzerimizi yorgan misali🤐🤐
Kelimeler kıyama durunca söylenecek söz kalmıyor eski bir hikayeden arda kalan hüzün..bir iç çekiş...kutlarım üstat yine şiir okudu gözlerim..👍😙
şiire dönünce kalem parlıyor kelimelerin yüzü eski de olsa hikaye yaşantıdır baş tacı... kutlarım 👍
saygımla