Eskiden
cumbalı evlerin balkonları komşu kokardı
ocaktaki soharıcın kokusuyla yarışırcasına
yerler bağlandı yalanına inanan biz yaramazlar
ekmeğin kafasına batırılmış soğanlı salçayla kandırılırdık.
kısacası çocuktuk
kısacası lezzet vardı kısacası muabbet vardı menfaatsiz
kısacası yalansızdı dünyamız
kısacası yalan bizim dünyamızın dışındaydı.
o büyüklerin dünyasıydı derken
büyüdük iyimi.
büyüdük vede sanki iyi halt ettik.
yalanlara yalan katan yalanlar üretenlerin nöbetini biz aldık.
ne tadımız kaldı ne muabbetimiz.
nede samimiyetimiz.
ademiz deyip avunurken maymuna özenir olduk.
hani bizdik devşirilen ya
hani başka fikirler tarafından bozulanda bizdik güya.
kendimizi kendimizden başka esir edebilecek bir güç çıkmadı hiç,
asıl lafın özü kendimiz yalanlarımızın esiri olurken başkalarına özgür değiliz diye haykırdık.
kendini bukadar kandırabilirken bir kediyi dahi kandıramayacağımızı anlayınca ''nankör'' diye küfrettik.
vesselam fikret çay koyar gene cigaramızı tüttürür,
gene dünyayı kurtaran edasiyle kendimize caka satarız.
Doğru şiire ne denir ki beğeniyle alkışlıyorum şair tebrikler
Hep ilhamla