Esra-r-lı Düşler Serisinden - 5 / Oysa Sevmek
hani girerdin ya içeriye
yazdan yürütülmüş turuncular
süzülürdü seninle
aldanırdım..
...hangi bilinmezliğin koynunda kalmış isen,
uzak denizlerin rüzgârlarıyla öyle gelirdin..
sormazdım / bilmezdim
ve neydin, neciydin, kimdin
korsan arzuların filikalarında yahut, 
günübirlik kavgaların imdadına 
yetişmişliğini de gördüm 
hayata dair..
ve ahh! lânet olsun ki öylesi kördüm..
belki de uykusundan henüz uyanmamış 
bir martı yavrusu gibiydim sahillerinde,
çığlığım ki daha depreşmemiş..
ilkin akşamı sokardın odaya
Kasım dökülürdü peşin sıra 
ceplerinde çatlamış narlar
kimbilir hangi bahçenin, hangi kışın 
duymazdım
isyan kavimleri ayaklanırdı içimde
...karanlık dahi güzel idi seninle, 
yüzünde beliren şafağa inat..
hem hep böyle olsam, 
böyle hep zifiri aşklarda kalsam,
konuşmasam..
güya asit yağmurlarında ıslanan bir yüreğin
çatlamış topraklarına baharları getirirdin..
şüphesiz sevda zindanlarında olmaklığımı 
sorgusuz kabullenen,
ilk defa olsun böylesi bir mahkümu seven
bir SEN oldun..
(bildiğin halde nice bin bahardan güller 
ve gül/günler içinde geldiğimi)
...
adına şafakları beklediğim de oldu, 
traşsız halime inat!
ellerimde pranga..
kaç asır geçti kimbilir de böyle sensiz
bir selamın dahi turnalarla gelmedi..
eminim bu, 
senin de içinde ayaklanan isyan kavimlerinin
tozu-toprağa katan sesiydi..
gelişin, yokluğun oldu
gidişin ise varlığın.. 
...kirpik kirpiğe değmeyen geceler
bakışlarım son közlerde 
kilitler örerdim ellerimle
ve kafesler..
silahlar kuşanırdın
kavlin cinnetle
...hiç bitmese gerekti bu kurşuni geceler
ki cinnetler içinde Cennet'i görmek seninle
seninle hiç yargısız bir kördüğüm olmak
öfkem mi..sığınaklarda idi bilirsin
sevdamı zorlayan bir muammanın kursağından
çıkardığım,
tiksindiğim belki de kalleşliğinden
...o ellerinden!
/ şimdi bilmem ki hangi umudun gözdesi..? /
ellerin..ak / pak kalmışlığıma bir o kadar bedeldir ki 
yeryüzündeki kanlı savaşlara / dur / diyebilecek
kadar cesur;
ve barış meşalelerini yakabilecek kadar da asil..
kutsal..o soylu ve namuslu ellerin..
kilitler mi örer olmuş..? 
vah ki ne desem..?
dalına basardık aşkın
susardı harfler 
kıyım en derinlerde
kurşun yarası yoktu 
darp, bere... asla
sadece iki kırık can, 
aynı kafeste..
...şimdilerde tüm benliğim, varlığım,
ismim-cismim, kulağa seni söyleyen her seste
canına yandığımın dünyası! 
bir seni verdi, bin geri aldı
uzaklarda batan güneşi seyrederken aşıklar
- biz hiç onlar gibi de mi olamadık 
desem,
- zaten olmak isteyen de yoktu
diyeceksin..
bir başka idik / bin farklı idik..
çizgi ötesi yaşanmışlıkların
canına bastık da, 
belki de onların ahını aldık da..
ama her ne olursa olsun
* yaşadık aşkın en yüce duygularını
yükseldik doruklara / göklerde asılı kaldık
iz bıraktık yollarında aydınlığın
bir adım üstüne bir adım daha basılı kaldık
...birde senin bildiğin gibi / iki kırık can,
aynı kafeste..
-tıpkı o direniş ezgilerinde söylenenler örneği-
* acı çekmek özgürlükse / özgürüz ikimiz de
o yuvasız çalıkuşu / bense kafeste kanarya
......
acı çekmek özgürlükse / özgürüz ikimiz de o yuvasız çalıkuşu / bense kafeste kanarya
👍👍👍👍👍👍👍👍