Evrenselist'in Gazete Köşesi II
Tam kapılmışken dünyanın dönüşüne,
................alışıla gelen toz pembesine,
Kaygılar üşüştü düşümüze birden bire.
Zoraki seçimlerle saptırıldık düşlerimizin tam aksine.
Birileri el atmadı diyemeyiz eğitim sistemlerine.
Sırf ticari gelir olsun diye açılan bölümlerine,
Yerleştirilen öğrencilerdik garip bir sınavın neticesiyle.
Sözde bilim adamı yetiştiren fakültelerinde
............................kandırılan öğrencilerdik.
Okuduğumuz bölümlerin sahte çıktı belgesi
Bir sınava daha girmeliymiş
Kimyageri,Edebiyatçısı,Tarihçisi,Uzman Fizikçisi...
Bu sınava bağlıymış
Öğretilenlerle alakasız bir işe girebilmesi.
Gerekli imkanlar sağlamadıkça bilim senin neyine.
Ve böyle kurguladılar bozuk sistemlerle beyin göçlerimizi,
Bozuk mekanizmalarının dişlileri arasına düşüşlerimizi
.....................................................kurguladılar.
Kimse iplemedi uçsuz bucaksız düşlerimizi.
"Devlete daya sırtını yeter." dedi anne.
Baba dedi;"Başlatma ulan fikrine."
Elalem anarşist belledi,sarıldığımızda düşlerimize.
Düzensiz mimarlar artık en tepedeydi işte yine.
Hem de yalanma sürşen siyasetleriyle,
Yetenek törpüsü ticeri eğitim sistemleriyle,
İktidar süreçlerince
Şişirecekleri cepleriyle,
Sorun yaratan çözümleriyle,
Kendilerine göre kurdukları adalet sistemleriyle,
Gereksiz işler müdürleri en tepedeydi işte yine.
Gelmiş geçmiş hokkabazlardan daha iyi göz boymalarıyla hem de.
Yaratan kadar olmasa da düzensizliği görüyorduk görmesine
Ekmek kavgasına düşmüşken görmek neye çare.
Artık soyumuzun tükendiğinden miydi neydi?
Biz artık belki de kentin en soysuz delikanlılarıydık.
Sövüp duruyorduk düzenin gelmişine, geçmişine.
Evet sayılacak kadar belki de çok azdık ama
Düzene yenilip hayallerimizden hiç caymadık.
Çıkar bilip de hiç bir parti bayrağına sarılmadık.
Sözün kısası;
Yine ellerimiz ekmek tuttu tutmasına ama
Keyifsiz gidiyor işlerimiz,körelmiş düşlerimiz.
Usulünce yapıyoruz yapmasına ama
Sadece mesai dolduruyoruz,ikide bir saatlerde gözlerimiz.