Ey Kadim
Ey Kadim!
Gördüğüm rüyadan uyandır,
Beni, Ey Kadim!
Ölüm uykularından kaldır.
Bir yırtıcı düşün avucundayım,
Ölüm denilen gerçeğin burcundayım,
Kartondan bir saraymış hayat,
Surlarıyla çekti gözlerime mil,
Sensizlikle yaşattı en kötü acıyı,
Çektirdi, bir tespih gibi,
Yavaş yavaş, türlü türlü sancıyı...
Gözlerimi kapat ellerinle,
Gözyaşımı avucunla sil,
Görenim oluver gözlerinle,
Aklım yarısı sende bil.
Kurtar beni! Ey Kadim!
Yavaş yavaş bitiyorum,
Aldığın avuçlarında yitiyorum,
Eriyorum,
Bedenim siyah kar, anlık,
Karanlık üstüne karanlık...
Şu garip halimi bir kerecik gör,
Gözüm değil, kalbim kör!
Bul beni ara diyar, diyar,
Kördüğüm olmuş içimde ki bilmeceler,
Cevabı, ne harfsiz heceler, ne anlamsız cümleler,
İsimsiz bir yar...
Bahardan hayaller diye, İrem bağlarında,
İsmim yazar hazana durmuş ağaçlarında,
Bir parça kopar benden, düşen yapraklarında,
Tanıttı bize kader, kıştan ağlarında,
Güneş dediler hiç batmaz,
Güneş hiç doğmamıştı dağlarında...
Ellerini hissedemiyorum gözlerimde,
Avuçların olmalıydı ellerimde...
Ey Kadim!
Gözyaşlarıyla yunup yıkansaydım,
Hayalin yerine gözlerine dalsaydım,
Ufkuna kansaydım,
Ey Kadim! Huzur bulsaydım...
Yine sensizlik vuruyor kıyılarıma,
Ey Kadim!
Sensizlik kor imiş anladım,
Sensizlik bir ukde her daim,
Kaderimmiş meğer çekerim,
Ama devir içimdeki putları ellerinle,
Temizle cehremi en derin hislerinle...
Ey Kadim!
Hiç kimseden çekmedim,
Çektiğim kadar gözlerinden,
Ey Kadim! Tut ellerimden,
Kapatma gözlerini, üşüyorum,
Sensizlik uçurumundan düşüyorum...